1 Mayıs 2012 Salı

Selda Bağcan Röportajı

Selda Bağcan Röportajı


Ünlü sanatçı Selda Bağcan, Deniz Gezmiş'le arkadaşlıklarını, Ahmet Kaya'yı nasıl star yaptığını ve Cem Karaca'ya Hafta Sonu gazetesinin nasıl oyun oynadığını anlattı. Esmer dergisine röportaj veren Ünlü sanatçı Selda Bağcan, geçmişiyle ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ailesi, Deniz Gezmiş, Yılmaz Güney, Cem Karaca, Ahmet Kaya ile ilgili çok özel açıklamalarda bulunan Selda Bağcan, Deniz Gezmiş'in hapishane olduğu dönemlerde "“Mahpushanelere Güneş Doğmuyor” adlı bir albüm yapınca,
herkes türkünün Deniz Gezmiş için yapıldığını sanıyormuş. Hatta, Bağcan'ın Deniz Gezmiş'in nişanlısı olduğunu düşünüyormuş.

İşte Bağcan'ın röportajlarından başlıklar.
"Tabi bu arada plak satışı 1 milyonu aşmıştı. Benim tarzım çok değişik gelmişti insanlar. Bir de Deniz Gezmiş’ler hapisteydi. Hatta millet beni Deniz Gezmiş’in nişanlısı sanmıştı, öyle bir dedikodu yayılmıştı. Oysa ben onunla tanışmıyordum bile. Ama millet arasında böyle yayılmış. “Mahpushanelere Güneş Doğmuyor” türküsünü onun için yaptığımı sanıyorlardı. Oysa ben bu şarkıyı Ankara Radyosu’nun “Köylü Saati” programında Neşet Ertaş’tan duymuştum." Bağcan ayrıca Türkiye'de yasal olarak ilk Kürtçe müzik söyleyen kişinin de kendisi olduğunu söylüyor.
" 1990 yılında Anadolu konserleri düzenledim, 1994 te Koçero için yayın izni alabildik. Ama öncesinde Almanya'da çıkmıştı ve Türkiye'ye korsanı gelmişti. Düşündüm bu korsancılara karşı ne yapabilirim ve şu aklıma geldi. Yeni şarkılar ekleyip kaseti o şekilde çıkarayım. İşte o zaman Kürtçe "Fadike" parçasını birde bir kaç tane daha Kürtçe şarkıyı potbori halinde söyledim ve öyle çıkardık. Tabii Kürtçe söylemek için yığınla Kürtçe şarkılar dinledim. En çok Ayşe Şan'dan etkilendim. O, çok otantik söylüyor. Şimdi herkes Kürtçe şöyledir, böyledir diyor da ama yasal olarak ilk Kürtçe şarkı söyleyen benim. Ben bir memur çocuğu olduğum için yasal şeyler yaparım ancak, yasal prosedürü takip ediyordum."

Selda Bağcan'ın başından bir de vefat eden Cem Karaca'nın sevgilisi yüzünden
nasıl dava açıldığını da anlattı.

"Cem Karaca'nın sevgilisi yüzünden mahkemelik olduk. Bir gün baktım Hürriyet Gazetesi’nde manşet olarak çıkmışım. Neymiş ben yurtdışına ideolojik savaş yapıyormuşum. Durmadan yürüyüşler yapıyormuşum. Güney Kıbrıs’ta Melike Demirağ ve Şanar Yurdatapan bir konser vermişlerdi o sıralar. Bunun haberine benim ve Cem Karaca’nın ismini de eklemiş gazete. Oysa ben Türkiye’deydim. Yine Hafta Sonu Gazetesi’nde benzer bir haber çıktı. Güya Cem Karaca ile birlikte 1979’un 1 Mayıs yürüyüşüne katılmışız ve Türkiye aleyhine yürüyüş yapmışız. Gazetede birde fotoğraf var, ikimiz yürüyoruz. Cem Karaca’nın elinde megafon var. Tıpkı Ahmet Kaya olayı gibiydi. Fotoğrafta gözlerden kaçak bir ayrıntı vardı, Cem Karaca’nın bir elinde megafon diğer elinde Kaufhof market poşeti vardı, yani alışverişten dönmüştü. Fotoğraftaki miting ise çok eski tarihli bir gösteriydi. Almanya Başbakanı’nın katıldığı bir işçi yürüyüşüydü.
Sonradan öğrendik ki, Cem Karaca’nın sevgilisinin eski kocası Hafta Sonu Gazetesi’nde çalışıyor. Karaca’dan intikam almak için habere böyle bir yön vermiş. Bununla ilgili sorgulandım. Savcı bana dedi ki, “Bu adam megafonla ne söylüyor?” Bende dedim ki bütün ulusları birbiriyle dayanışmaya çağırıyor. Bu yüzden bana açılan dava 2 yıl sürdü."


Ahmet Kaya'yı Keşfeden Kadın.


"Ahmet Kaya ile 1985 yılında tanıştım. Eşi Gülten Kaya, benim cezaevi arkadaşımdı. Ağabeyimin müzik stüdyosu vardı, orada müzikle ilgileniyordum. Bir gün Ahmet Kaya isminde bir genç çıkageldi: "Abla ben albüm yapmak istiyorum, yardımcı olur musun?" dedi. Ben de " Gel çal gardaş, bir görelim seni" dedim. Oturup çalmaya başladı. Çok beğendim. Ağlama bebeğim şarkısını dinleyince, ağlayasım geldi. Gülten Kaya ile evlendiler. Daha sonra çok güzel şarkılar yaptı ömrü boyunca. En çokta şunun için üzülüyorum, eğer bu hazin sonu yaşamasaydı, kim bilir daha ne güzel üretimler yapacaktı. Bizi güzel üretimlerden mahrum bıraktılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder