TEKNOLOJİ VE İNSAN
İnsanoğlu
için vazgeçilmez hale gelen teknoloji, kimi zaman hayatımızı
kolaylaştırıyor. Peki, “her şeyin bir bedeli” varsa ve “külfetsiz nimet
olamayacağı” belirtiliyorsa, faydalandığımız bu teknolojilerinde
iyi-kötü, olumlu-olumsuz bedelleri elbette vardır.
Hızla
ilerleyen –hatta hızına yetişilemeyen- teknoloji insanlığın ne derece
yararına? “Teknoloji ve insan iletişimi” başlı başına ayrı bir konu...
Hatta ders olarak bile okutuluyor. Nedir içeriği: Teknolojinin
tarihçesi, bilim ve teknolojideki dönemeçler, teknolojik gerçeklik,
gelişen teknolojinin insana ve topluma etkisi, tekno-hayranlık ve
teknoloji korkusu…
Teknoloji
üzerine çeşitli tanımlar mevcuttur: Bilimsel yöntemlerin kullanılması,
sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemleri, bilimsel buluşların yapılması,
insandan ve eşyadan kaynaklanan sorunlara bulunan çözümler gibi… Hatta
“teknoloji medeniyetin göstergesidir” gibi tanımlar bile yapılmıştır.
Paul
Saetller teknolojiyi şöyle tanımlıyor: “Teknoloji, Latince texere
fiilinden türetilmiştir; örmek, oluşturmak (construct) anlamına gelir.
Birçoklarının düşündüğü gibi, makine kullanmak değildir. Teknoloji,
bilimin uygulamalı bir sanat dalı haline dönüşmesidir.” Uygulamalı sanat
terimi Fransız sosyolog Jackques Ellul tarafından kullanılmış ve kısaca
“technique” olarak isimlendirilmiştir. O, teknolojiyi bir technique
uyarınca yapılmış bir makine olarak görmüş ve bu technique’nin ancak
küçük bir bölümünün makine tarafından ifade edilebildiğinden
bahsetmiştir. Belirli bir teknik sayesinde sadece makinenin değil, bu
makineye ait öğretimsel uygulamalarında gerçekleştirilebileceğinden söz
etmiştir. Sonuç olarak, davranış bilimi ile öğretim teknolojileri
arasındaki ilişki, doğal bilimlerle mühendislik teknolojisi arasındaki
ya da biyoloji ile sağlık teknolojisi arasındaki ilişkiyle benzer hatta
aynıdır.
Meselâ,
teknolojinin zararlarından bahsederken, şöyle bir yanıt ile
karşılaşabilirsiniz: Nasıl kullandığına bağlı! O halde şu soru geliyor
akıllara: Teknoloji mi zararlıdır, yoksa insan mı teknolojiyi zararlı
hale getirmektedir? Veya teknoloji mi bizi yönlendiriyor, biz mi
teknolojiyi yönlendiriyoruz? Teknolojilerin insan ve çevreye olan
zararlarından bahsedildiğinde ortaya çıkan manzara: Tabiat içerisindeki
dengelerin bozulması, yediğimiz besinler sonucu ortaya çıkan
hastalıklar, insandaki tembellik, sanayi atıkları sonucu meydana gelen
kirlilik, kimyasal bombaların ardından yaşanan facialar, katliamlar,
felaketler… Demek ki, teknoloji her zaman kolaylık ve mutluluk
getirmiyor.
İnsanoğlu
bir zamanlar hayal bile edemeyeceği imkânlara sahip artık. Günümüzde
hepimiz bazen aynı sesi duyuyoruz: Elektrikler gitse de sohbet etsek!
“Nereden geldik, nereye gidiyoruz” sorularıyla yaşayan insanoğlu;
çeşitli icat, keşif, buluşlarla merakını gidermeye çalışmıştır.
laboratuarların dışına taşan yenilikler, gündelik hayatımızı direk
olarak etkilemeyi bilmiştir. Gelişen teknolojiyle birlikte, insanlar
arası iletişimlerin mesafe ve sınırları yok ettiği söylenerek, dünyanın
küreselleştiği ifade edilmiştir. Bu ne derece doğrudur, tartışılır.
Bugün
için insanoğlunun -istemese bile- teknolojinin geldiği konuma uzak
davranması ve uzak yaşaması imkânsız gözüküyor. Konuya farklı
yaklaşırsak Albert Camus’un bir sözü geliyor akıllara: “Makinelerin
çalışmasından gurur duyan, insanların düşünmesinden kuşku duyan bireyler
haline geldik.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder