4+4+4 NEDİR?
Yeni sistemde, üniversite öncesi eğitim üç aşamada gerçekleştirilecek.
Birinci kademe ilk öğretimin 4 yılını oluşturacak. 5. sınıfla beraber,
öğrencilere kendilerinin belirleyeceği alanlarda eğitim alma imkânı
sunulacak. Bu aşamada öğrenciler, ortaöğretim programlarına
hazırlanmalarını sağlayan dersler alacak. Öğrenciler temel derslerin
yanı sıra, seçmeli dersler de tercih edebilecek. Öğrenciler, 5,6,7,8.
sınıflardaki seçmeli derslerde sayısal, sözel veya mesleki yoğunlukta
eğitim alabilecek. Seçmeli dersler, ilerleyen sınıflarda artarak, lise
türlerini etkileyecek.
Sistemin en çok tartışılan maddesi, ilk dört yıldan sonra açık öğretim
alma hakkıydı. Bu hak, yapılan değişiklikle ilköğretimin 2. kademe
sonrasına bırakıldı. Yani öğrenciler, son 4 yılda bu haktan
yararlanabilecek.
Tartışmalara konu olan bir diğer madde, mesleki eğitimi canlandırma
adına, çıraklık eğitiminin ilköğretim 1. kademe sonrasında yani 10
yaşında başlaması yönündeydi. Ancak, bu madde, çocuk işçi sayısının
artacağı endişesiyle tekliften çıkarıldı.
Değişikliklerden biri de, 60 ayı dolduran çocukların okula başlamasını
öngörüyor. Yaşın bir yıl öne çekilmesiyle, öğrenciler, ilköğretimden 14
yerine 13 yaşında mezun olacak.
SİSTEMİN AVANTAJLARI
Her şeyden önce, üçüncü dünya ülkelerinde uygulanan sekiz yıllık
kesintisiz eğitim yerine, öğrencileri kabiliyetleri istikametinde belli
bir hedefe yönlendirecek olan yeni, kesintili sistem, ileriye doğru bir
ümit ışığı olarak değerlendirilebilir.
Bu sistem, katsayı farklılığını da ortadan kaldırdığı için eğitimde fırsat eşitliğini sağlaması bakımından da önemli.
Kesintisiz eğitimin en mahzurlu yönlerinden birisi de, 6 yaşındaki bir
çocukla, 14 yaşındaki bir gence aynı ortamda eğitim vermesiydi.
Çocukların psiko-sosyal açıdan deformasyonuna sebep olan bu sistemin
yerine; pedagojik açıdan çok daha uygun olan, 6-10 yaş grubunun bir
kurumda, 11-14 yaş grubunun başka kurumlarda eğitim almasının tercih
edilmesi, 4+4+4 sisteminin en isabetli yönlerinden biri olsa gerek.
Diğer yandan, sekiz yıllık kesintisiz sistemde, okul müdürleri genelde
sınıf öğretmenlerinden seçiliyordu. Bir sınıf öğretmeninin branş
dersleri ve 2. Kademe pedagojisine yeterli oranda hakim olamaması da
beraberinde bazı olumsuzlukları getiriyordu. Yeni sistemde, bu gibi
olumsuzluklarda ortadan kalkacak, herkes kendi alanına daha iyi
yoğunlaşabilecektir.
Kesintisiz eğitimde,15 yaşında ilköğretimden mezun olunduğu için, alan
belirleme açısından çok geç kalınıyordu. Çocukların kabiliyetleri erken
yaşlarda keşfedilip, başarılı oldukları alanlara yönlendirilememeleri
sebebiyle, ya istidatları dumura uğruyor, ya da vakit geçtikten sonra
bir şeyler yapılmaya çalışılıyordu. Yeni sistem, “ağaç yaşken eğilir”
atasözüne uygun olması yönüyle de avantajlı görünüyor.
Son olarak, sekiz yıllık kesintisiz eğitim, din eğitimine de çok büyük
darbe vurdu. Çocuğuna ehil eller tarafından eğitim verilmesini isteyen
veliler, bu imkândan mahrum kaldılar. Din Kültürü dersleriyle de “din
eğitimi” ihtiyacı giderilemediği için bu konuda bir tıkanma yaşanıyordu.
İşte, yeni sistem, din eğitiminin de önünü açması bakımından oldukça
önemlidir.
EKSİKLİK, DEZAVANTAJLARI VE ÖNERİLER
Sistemin en büyük eksikliğinin, okul öncesi eğitime yönelik olduğu görülüyor.
Sistem, 5 yaşını dolduran çocukların, ilköğretime başlamasını öngörüyor.
6 yaş grubu bir çocuğun, bilişsel ve zihinsel açıdan ilköğretime ne
kadar hazır olduğu tartışılır. Bir de öğretmenler henüz oyun çağındaki
bu yaş grubuna, okuma-yazma ve bazı aritmetik becerileri nasıl
öğretecekler?
Gelişmiş dünya ülkelerinden Fransa’da, öğrenciler 6 yaşında ilkokula
başlıyorlar. Ancak, 3 yaşından itibaren anaokuluna gidiyorlar.
Belçika’da da 3 yıl anaokulu eğitimi veriliyor. Yine, İsveç, Danimarka,
Kanada, Norveç, Almanya, Hollanda, Finlandiya, İtalya, ABD ve İsviçre’de
öğrencilerin yüzde 95′i anaokulu eğitimi alıyor. Ülkemizde ise bu oran
yüzde 33′ler civarında.
Bu nedenle, ilköğretime başlamadan önce, çocukların ilgi alanlarını
belirleyip, yetenekleri ve zekalarını daha verimli bir şekilde
geliştirmek; özgüvenli, saygılı, uyumlu bireyler yetiştirmek amacıyla,
çocuklara doyurucu bir okul öncesi eğitim verilmelidir.
Bu sistemde lise eğitiminin 4 yıl olarak düşünülmesi, bir yıllık zaman
israfıdır. 4. Sınıfta sınav stresine giren öğrenciler, derslere motive
olmakta zorlanmaktalar. Son sınıf, üniversite stresi ve heyecanı ile
geçmekte. Bunun yerine, kredili, maksimum 3 yıl düşünülecek bir lise
eğitimi yeterli ve daha verimli olacaktır.
Diğer yandan, bu sistem, 126 bin öğretmen açığına ek olarak binlerce
branş öğretmeni ihtiyacını beraberinde getirecektir. Aynı zamanda ,
4+4+4 şeklindeki model, büyük oranda sınıf öğretmenini de norm fazlası
durumuna düşürecektir. Bu nedenle, 4+4+4 yerine, 1+5+3+3 sistemi,
öğretmen açığı problemini minimize etme, gerek, lise eğitimini daha
verimli kılma, gerekse de anaokulu ihtiyacını giderme adına daha makul
görünmektedir.
Eğitim gibi, dinamik ve çok yönlü bir sistemin problemleri, insan
unsuruyla paralel olarak, her zaman var olacaktır. Önemli olan, bu
konuyu, ideolojinin dar kalıplarıyla değil; pedagoji ve evrensel
standartların verileriyle ele alabilmektir.
Bu gözle baktığımızda, 4+4+4 teklifinin, kesintisiz sekiz yıllık eğitime
göre, artılarının çok daha fazla olduğu göze çarpmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder