KİTABIN ADI Afacanlar Çetesi
KİTABIN YAZARI İpek ONGUN
YAYINEVİ VE ADRESİ Altın Kitaplar Yayın Evi Cağaloğlu / İSTANBUL
BASIM TARİHİ Ocak 2000
KİTABIN YAYIM MAKSADI İlkokul Seviyesindeki Çocukların Arkadaşlık İlişkilerini Yönlendirmek
KİTABIN ÖZETİ :
Gökkuşağı Savaşçıları; Asena, Berk, Defne, Zeynep, Sinan, Tolga, Argun ve maskotları Ahbap
Birbirlerini candan seven, birbirleri için hiçbir şeyi yapmaktan
kaçınmayan, her zaman iyi şeyler yapmak isteyen, haşarı, heyecanlı bir
grup ortaokul öğrencisi, çocuk çetesi ve onların birlikte yaşadığı
olaylar.
Asena ve arkadaşları rehberlik dersi öğretmenleri Onur öğretmenin
okullarının 100. Yılı ile ilgili bir şeyler düşünmelerini istemesi
üzerine Asena’nın evinde toplanıp nasıl bir şey yapılacağını düşünmeye
başlarlar. Defne yapılacak şeyin hem yararlı hem de güzel olmasını
düşünerek kütüphanenin en iyi fikir olacağını düşünür. Okullarında
kütüphane yoktur. Bu fikir savaşçılar tarafından çok beğenilir ve bu
fikirlerini Onur öğretmene anlatırlar. Onur öğretmen bu fikri çok
beğenir ama yapılması düşünülen kütüphane gerçekten çok masraflı ve zor
bir iştir. Bu yüzden müdür beyi ikna etmek gerçekten zor olacaktır.
Defne’nin aklına okulun arkasındaki küçük metruk ev gelir ve bunu
öretmenine söyler. Savaşçılar öğretmenleriyle okulun arkasındaki o eve
giderler. Onları okulun bahçıvanı Hasan Efendi karşılar. Fakat bu
karşılaşmadan hiç memnun olmamış gibidir. Onur öğretmen o metruk evi çok
beğenir. Tam istedikleri gibi bir yer olduğunu görür. Ama bahçıvanın
orayı onlara göstermek istemeyişine de bir anlam verememiştir. Onur
öğretmen öğretmenler toplantısında bu fikri ortaya atar. Öğretmenlerde
bu fikri beğenir. Ama müdür yardımcısı o binanın çok eski olduğunu orada
her an bir kaza olabileceğini söyleyerek bu fikri onaylamaz. Bunu
öğrenen Gökkuşağı Savaşçıları çok üzülürler, özelliklede Defne. Çünkü
fikri bulanda evi gösterende odur. Bir anlam veremedikleri bu olaya
inanmak istemezler. Aradan birkaç gün geçtikten sonra savaşçılardan biri
olan Zeynep o evi tekrar görmeye karar verir. Eve yaklaşınca iki
kişinin birlikte konuştuğunu görür ve gizlice onları dinler.
Konuşanlardan biri Hasan Efendi’dir. Ama diğerini tanıyamaz. Bu olayı
hemen savaşçılara anlatır. Savaşçılarda bu olayı incelemeye karar
verirler. Berk ve Asena birkaç gün sonra gizlice eve girerler. Fakat
evde çok önemli bir şey yoktur. Bir çalışma masası ve büyük bir şömine
vardır. Berk şöminenin içine girer ve orda gördüğü halkayı kendine doğru
çeker. O anda gizli bir geçit açılıverir. Berk şaşırmıştır. Tam geçide
girerken Asena ıslık çalarak bahçıvanın geldiğini haber verir. O da
geçidi kapadıktan sonra hemen evden çıkar. Koşarak okula giderler. Bu
önemli olayı savaşçılarla paylaşmaları gerekiyordur. Bu olaydan sonra
hemen toplantı çağrısı yapılır. Aynı akşam Asena’nın evinde durumu
tartışırlar. Ve oraya bir kez daha girmeye karar verirler. Bahçıvanın
orda olmadığı bir gün gizlice eve girerler. Gizli geçidi açıp sonuna
kadar giderler. Tünelin sonunda merdivenlerden inince gizli bir iskele
görürler. Çok şaşırarak oradan ayrılırlar. O esnada evin içinde ki
masayı kurcalarken gizli bir köşesinde bir defter bulurlar onu da alıp
oradan ayrılılar. Artık okulda bazı kötü işlerin döndüğünü
anlamışlardır. Böylece Hasan Efendi’yi takibe almaya karar verirler.
Savaşçılardan biri müdür yardımcısının okuldan çok hızlı çıktığını görüp
onu takip etmeye kararverir. Onu pek tekin olmayan bir semtte ki
lunaparka girerken görür. Kışın ortasında orada ne işi vardır diye
düşünüp içeri girer. Onu biriyle konuşurken görür. Bu durumu
arkadaşlarına anlatır. Sonunda bu işin çok tehlikeli bir olay olduğuna
ikna olurlar ve Hasan Efendi’yle müdür yardımcısını suçlayacak kuvvetli
delilleri olmadığını görürler. Onun için Asena o metruk evi bir gece
gözlemeye arkadaşlarıyla birlikte karar verirler. Kararlaştırdıkları
gece dedesine arkadaşı Sinan'da kalacağını söyler ve o eve gider. Güzel
bir yere gizlenir. Gecenin ilerleyen saatlerinde denizden bir motor sesi
duyulur. Saklandığı yerden çıkıp denizin kenarındaki ağacın üstüne
çıkar. Konuşmalardan Hasan Efendi’nin de orda olduğunu ve kaçakçı
olduklarını anlamıştır. Ertesi gün arkadaşlarına duyduklarını anlatır.
Onlarda korkmuşlardır. Artık kendilerinin yapabileceği bir şey
kalmamıştır. Durumu birilerine anlatmaları gerekiyordur. Bunu idareye
anlatamıyorlardır Çünkü birkaç öğrencilerin lafına mı güveneceklerdir
yoksa müdür yardımcısına mı? Herkes ne yapabileceklerini düşünürken
Asena’nın aklına Süha ağabeyi gelir. Çünkü ordu istihbarat biriminde
çalışmaktadır. Hemen Süha ağabeyini yemeğe davet eder. Oda Asena'yı
kıramayarak yemeğe gelir. Asena ona yaşadıkları bütün her şeyi birer
birer anlatır ve defteri gösterir. Süha ağabeyi bu işle ilgileneceğini
söyler ve ona bir daha o eve gitmemelerini söyler.
Asena ve Berk aldıkları defteri yerine koymak isterler. Çünkü onların
durumu fark edip kaçmalarını şstemezler. Bu yüzden bir öğlen arasında o
eve giderler. Çevre çok sessizdir. Asena eve girer tam defteri
bırakıyordur ki arkasında Hasan Efendi’yi görür. Hasan Efendi Asena’yı
yakalar bağlar. O esnada Berk’in ıslığını duyulur Hasan Efendi Asena’ya
ona gitmesini söyler yoksa ikinizi de öldüreceğini söyler. Asena’da
Berk’e açık kapıdan kafasını uzatarak gitmesini ister ve hemen
geleceğini söyler. Berk gökkuşağı işaretini yapar Asena ise karşılık
vermez. Bu kuraldır işarete karşılık verilir. Yinede sırtını döner ve
okula gider Asena’nın dönmediğini görünce gerçekten çok telaşlanır ve
Sinan’la birlikte Asena’nın evine giderler. Dedesine durumu baştan sona
anlatırlar. Dedesi Süha’yı telefonla arar Süha hemen eve gelir ve
çocukları dinler. Çocukları evlerine gönderir. Bu arada o evde Asena zor
anlar yaşıyordur. Hasan efendinin kaçakçılıkla ilgili bir çok şeyi açık
açık konuşmasından dolayı oların son işi olduğunu ve durumunun hiç
parlak olmadığını anlar. Okulun çıkış zilinden sonra eve doğru birinin
yaklaştığını görürler. İçeri girdikten sonra müdür yardımcısını
karşısında görünce küçük dilini yutacaktır. Akşamın ilerleyen saatlerine
kadar beklerler. Motor getirdiği malları almak için gizli geçitten inip
aşağı inerler. Çocuğun başına Ahmet’i bırakmışlardır. Dışarıdan köpek
sesleri geliyordur. Ahmet köpeği kovalamak için kapıya çıkar ve Süha
ağabeyin yumruğuyla bayılır. İçeri girer ve Asena’yı iplerden kurtarır O
arada gizli geçitten yukarıya çıkan müdür yardımcısı ve Hasan Efendi
silahını onlara doğrulturlar. Süha ağabey yapacakları bir şey olmadığını
kaçamayacaklarını kararlı bir sesle söyler. Herkesin yolu açmasını
söyler ve Asena’yı tutarak kapıya doğru yürürler. Dışarıya çıktıkları
anda Ahbap Hasan Efendi’nin üstüne atlar ve o anda silah patlar. Süha
ağabeyde müdür yardımcısını yakalar ve kelepçeler. Kimsenin canı
yanmadan bu olayı sonuçlandırmışlardır. Sadece Ahbap’ın tırnağını bir
kurşun sıyırıp geçmiştir. Suçlular adalete teslim edilmiştir ve Süha
ağabeyle Asena eve giderler. Ailesi de Asena’yı sağ salim görünce çok
sevinirler.
İlerleyen günlerde her şey açıklığa kavuşmuştur hatta müdür bey müdür
yardımcısından şüphelenip onunla ilgili araştırma yapmıştır, böyle
birinin olmadığını sahte belgelerle atandığını öğrenmiştir zaten bu
durumu ilgili makamlara da bildirmiştir.
Müdür bey Gökkuşağı savaşçılarını çağırıp onlara çok teşekkür eder. Ama
gördükleri bu olayları kimseye bildirmeden çözmeye çalışmalarına çok
kızar ve azarlar. Ama yinede yaptıkları işleri ne kadar zor olduğunu
tekrar söyler. Okula bir kütüphane yaptırma fikrini ortaya atmalarından
sonraki gelişmeler gerçekten çok ilgi çekicidir. Süha ağabeyi Asena’ya
anlattığına göre sigara ve içki kaçakçılığı yapıyorlardır. Bunun için
okuldan daha iyi bir yer olamaz. Bu kaçakçıları yakalattıkları için
gökkuşağı savaşçılarına bir ödül verilecektir. Onur öğretmen Asena ve
arkadaşlarını rehberlik sınıfına çağırır. A sınıfının bütün öğrencileri
teneffüs arasında rehberlik sınıfındadır. Onur öğretmen" kütüphane
fikrini öğretmenler toplantısında kabul ettirir. Ailenize konuyla ilgili
bilgi verilecek ve yardım istenecek, bunu da bayrak töreninde müdür bey
söyleyecek "der. Çocukların hepsi sevinç içindedir.
Bayrak töreninde müdür bey 100. Yıl için düzenlenen fikirler yarışmasını
Orta II A sınıfının fikrini kabul edildiğini ve A sınıfını tebrik eder.
A sınıfının öğrencileri ise kazandıkları ödülü kütüphane yapımı için
hediye edeceklerini söyler.
Şimdi gökkuşağı savaşçıları kütüphane fikrini kabul ettirmişlerdir ve
zorlu bir mücadeleden sonra tekrar eski hayatlarına döneceklerdir. Bu da
onları üzüyordur. Ama gökkuşağı savaşçıları her zaman olacaktır. Kim
bilir yine böyle heyecanlı olaylar yaşayabilecekler ve har zaman
birlikte olacaklardır.
Sonuç olarak; daha çok çocuk niteliği taşıyan bu kitapta birden fazla
ana düşünce vardır. Öncelikle dostluk ve arkadaşlığın ne kadar önemli
bir kavram olduğu birlikte hareket eden insanların, çocuk bile olsalar
her çeşit zorluğa, sıkıntıya karşı kuvvetli olmayı, engelleri aşmayı,
zorlukların üstesinden daha kolay gelmeyi öğretiyor. İnsanların
savundukları fikirleri sonuna kadar sahiplenmelerini o fikri
gerçekleştirmek için elinden geleni yapmaları gerektiğini öğretiyor. Ama
insanlar çocukta olsa yetişkinde olsa her zaman her şeyin üstesinden
gelemez. Bunun için her insan arkadaşlığa ve yardıma muhtaçtır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder