Levhalar Niçin
Hareket Eder?
Levha tektoniği
kuramını belgeleyen kanıtlar artık inandırıcı bir düzeye ulaştığından
levhaların hareketi kavramı bugün benimsenmiştir.Bundan sonraki aşama söz
konusu bu hareketlerin itici gücünü tespit etmek olacaktır.Bu gücün kökeniyse
yerkürenin incelenmesi çok zor olan derin katmanlarında aramak gerekir.
Levhaların yer değiştirmesinden iç mantoda oluşan konveksiyon akımlarının
sorumlu olduğu, genel olarak kabul edilen bir fikirdir.Bu akımlar hücreler
oluşturarak tektonik sırtların altında ıraksarlar.
Levhaların altında derinlerde gelişen bu itici güce bizzat levhaların davranışı da eklenir. Astenosferin sırtlar düzeyine yükselişi, göreli olarak hafif bir malzemenin varlığıyla açıklanır; topografik olarak yüksek konumdaki bu malzeme yerçekimi etkisiyle yanlara doğru akar.Tersine okyanus taşküresi yaşlandıkça soğur ve dolayısıyla yoğunluğu artar.Bu yoğun katmanın batması levhanın derine doğru çekilmesine yol açar.Ne var ki yer kürenin içinde ne olup bittiğini anlamak için jeofizikçilerin yapacağı daha pek çok şey vardır. Olaya her şeyden önce sismolojik yöntemle yaklaşacaklar.
Levha Tektoniği
PLAKA TEKTONİĞİ
olarak da bilinir, geçmişteki ve günümüzdeki depremleri, yanardağ etkinlikleri
ve dağ oluşumu süreçlerini, Yer yüzeyini oluşturan çok büyük kabuk bloklarının
(levhalar) karşılıklı hareketleriyle (çarpışmaları ve ayrılmaları) açıklayan
kuram.
Yer
kabuğu bir düzine kadar büyük levha ile bir dizi küçük levhadan oluşur.
Üç tip sınır
vardır.Bunlardan birincisi, okyanus ortasında 80 bin km boyunca uzanan uzun,
etkin sırtların tepe noktalarını izleyen ve çekme gerilmenin yol açtığı çok
ince bir sığ depremler (odağı 65
km'ye kadar olan depremler) kuşağıdır.İkinci tip sınıra
ise bu sırtların düzlüklere karıştığı etek alanlarında karşılaşılır.Bu
bölgelerdeki kırıklar boyunca gerçekleşen dep-remler çok daha şiddetlidir; bu
depremler, kırığın her iki yakasındaki levhaların ters yönlerde birbirlerine
sürtünerek hareket etmesinden kaynaklanır.Üçüncü sınır tipini oluşturan
depremler daha seyrek dağılmış olmakla birlikte, çok daha derin odaklıdır (145 km'den daha derin).Bu
depremler, okyanus tabanının nor-mal düzeyinden çok daha derinlere (10,5 km'ye kadar) indiği
çukurluklar boyunca çok ince bir kuşak oluş-turur.Bu sınırdan uzaklaştıkça
maksimum deprem derinliği bir eğim düzlemi boyunca giderek artar; çukurlukların
sınır bölgelerinde iyice sığlaşan depremlere ise temel olarak buralardaki
yanardağ etkinlikleri neden olur
Sırtların tepe noktalarındaki depremlere, her iki yakadaki levhaların ters yönlerde hareket etmesi sonucunda oluşan gerilmeler yol açar.Bu hareket aynı zamanda alttaki sıcak kayaçlar üzerindeki basıncın açığa çıkmasını sağlayarak bunların erimeye başlamasına neden olur.Böylece oluşan magmalar yükselerek ya-nardağları oluşturur (İzlanda'da olduğu gibi), ardından katılaşarak germe kuvvetlerinin süren etkisiyle çatlar.Bu süreçle her levhanın kenar bölümlerine yeni volkanik kayaçlar eklenir ve levhalar "yapıcı" sınır ya da ıraksak sınır olarak adlandırılan bu sınırlar boyunca büyür.Lehvaların hareket etmekte olduğunu gösteren tek kanıt depremlerin yapısı değildir; okyanusların zemininde oluşan volkanik kayaçların yaşı da bu ol-guya işaret eder.Kayaçların yaşı, bunların üzerine çökelen tortulların içerdiği fosillere bakılarak ya da gemilerden gerçekleştirilen ölçümlerle bu kayaçların magnetizmalarındaki sapmaların belirlenmesi ve yorumlanmasıyla saptanabilir.Bu çalışmaların sonucunda, en genç volkanik kayaçların okyanus ortası sırt-ların tepe noktalarında ve en yaşlıların da en derin bölgelerde, yani okyanus çukurluklarında yer alanlar olduğu belirlenmiştir.Ama hiçbir yerde 190 milyon yıldan daha yaşlı kayaca rastlanmamıştır; daha yaşlı ok-yanus kayaçlarının zaman içinde tahrip olduğu düşünülmektedir.
Çukurluk
sınırı "yıkıcı" sınır ya da yakınsak sınır olarak tanımlanır, çünkü
bu bölgede okyanus kayaçları bir eğim düzlemi boyunca yermantosunun içine
taşınır.Bu tür yerlere dalma-batma bölgesi denir. Herhangi bir kıtanın
dalma-batma olayı gerçekleşen kenar bölümlerinde yanardağ etkinlikleri
karalardaki kayaçların yapısını değiştirir ve And Dağları gibi sıra dağların ya
da dağ zincirlerinin oluşumuna yol açar. Öteki yerlerde ise yanardağ
etkinlikleri, Büyük Okyanus'un güneybatısında olduğu gibi ada yaylarının
o-luşmasına yol açar.Yıkıcı sınırlar, kıta kabuk kayaçlarının oluşturduğu, buna
karşılık okyanus kayaçlarının mantoya gömüldüğü yerlerdir.Kıta kayaçlarının
yoğunluğu düşük olduğundan, bunlar mantoya batmaz;bir çukurluğa taşındıklarında
çarpışarak dağ zincirlerinin oluşumuna neden olurlar.Örneğin Alpler, Afrika ile
Avrupa'nın; Himalayalar ise Hindistan ile Asya'nın çarpışması sonucunda ortaya
çıkmıştır.
Levhaların
yanal büyüklüğü oldukça iyi belirlenmiştir, ama kalınlıklarına ilişkin bulgular
daha be-lirsizdir.Okyanus sırtlarının doruklarında levhalar çok incedir; ama
ısı akışı ve sismik bulgular, doruktan a-şağıya inildikçe levhaların tabanının
hızla derinleştiğini, doruktan 9-19
km aşağıda 48-57 km'ye, 960 km aşağıda da 115 km'ye ulaştığını
göstermektedir.Levhaların kalınlığı 145 km'yi çok ender aşar.Her levha katı ya da
esnemez manto kayaçları ile okyanus kabuk kayaçlarından oluşur; bunlarda her
zaman kıta kayaçlarının bulunması gerekmez (örn. Pasifik Levhasında hiç kıta
kayacı yoktur).Katı manto ve kabuk ka-yaçlarından oluşan bölgeye taşküre
(litosfer) denir; manto kayaçlarının daha yüksek sıcaklıklarda bulundu-ğu ve bu
nedenle tektonik gerilmeler altında plastik biçim bozulmasına uğradığı kuşak
ise astenosfer olarak adlandırılır.Karalarda, taşkürenin altında her zaman
astenosfer bulunmaz.Ayrıca, elmaslı kimberlit gibi volkanik kayaçların varlığı,
kıtalardaki taşküre kalınlığının en az 190 km olduğunu ve levha hareketlerine neden
olan manto akışının daha da derinlerde gerçekleştiğini göstermektedir.
olduğunu ve
levha hareketlerine neden olan manto akışının daha da derinlerde
gerçekleştiğini göstermektedir.
Manto hareketleri, Yer'in iç kesimlerinde radyoaktif bozunum sonucunda oluşan ısının yüzeye akta-rılması zorunluluğundan kaynaklanır; bu nedenle konveksiyon (ısının taşınması) düzeni, zamana bağlı ola-rak değişir.Eski levha sınırlarının yerinin değişmesi de bu olgudan kaynaklanır.Kuzey Amerika'daki Batı Cordilleraların oluşmasına neden olan dalma-batma süreci 10 milyon yıl kadar önce büyük ölçüde tamam-lanmıştır (gene de benzer bazı etkinlikler yanardağlar üretmeye [örn. Washington'daki Saint Helens Ya-nardağının süren püskürmeleri] ve Alaska'da depremlere neden olmaya devam etmektedir).
Yüz
milyomlarca yıllık bir zaman süreci içinde manto konveksiyonundaki değişmeler,
iki büyük blok (Lavrasya [*] ve Gondvana [*]) halinde bulunan eski kıtaların
160-180 milyon yıl kadar önce ayrılarak Atlas ve Hint Okyanuslarının oluşmasına
yol açmıştır.Benzer biçimde, kıtalar arasında gerçekleşen bir dizi çarpışma,
Kuzey Amerika'nın doğusundaki Apalaş Dağları ile Avrupa ve Afrika'daki
Kaledoniyen-Hersiyen dağların oluşmasına neden olmuştur.Manto konveksiyonu
hızı, temel olarak manto içindeki ısı üreti-minin kareköküne bağlıdır.Yani,
radyojenik ısı üretiminin bugünkünden 5 kat daha fazla olduğu 3 milyar yıl
önce, konveksiyon hızı da bugünkünden en az 3 kat daha fazlaydı.Ama bu tür
hareketlerin yüzeyde al-dığı biçimlerin daha farklı olduğu sanılmaktadır.Çünkü
4 milyar yıl öncesinde taşküre çok inceydi ve mantoya kolayca gömülüyordu, bu
nedenle de kıta kayaçları bulunmuyordu.Yer tarihinin büyük bölümünde
gerçekleşen levha tektoniği etkinliklerinin doğası henüz belirlenememiştir.
Levha
Tektoniği, AnaBritannica
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder