Arpacık
Sık karşılaşılan bir sorundur. Nadiren cerrahi girişimler
gerektirmekle birlikte, genellikle antibiyotik uygulamasıyla ve öteki
basit yöntemlerle iyileştirilebilmektedir. Arpacık, etkilediği gözkapağı
bezlerine göre ikiye ayrılır. Gözkapağının dışında kirpiklere bağlı yağ
bezleri vardır. Bunlar, gözün yüzeyini koruyan yağı (sebum)
salgılarlar. Bazen salgı bezi kanalı tıkanır ve içerde kalan bakteriler
“dış” arpacığa neden olurlar.
Gözkapağının içinde ise, “meibom bezleri” denen bir dizi bez daha
vardır. Bunlar da yağ bezleridir, ancak kirpiklerle bağlantılı
değillerdir, gözkapağının arka yüzüne açılırlar. Burada oluşan bir
tıkanıklık ve enfeksiyon da “iç” arpacığa neden olur.
Arpacık daha çok, derileri kuru ve egzamaya eğilimlilerde görülür.
Kepek ve pullanma bu koşullarda ortaya çıkar ve arpacık bunların
etkisiyle oluşur. Diğer enfeksiyonlarda olduğu gibi, genel olarak beden
sağlığının bozuk olması ve direnç düşüklüğü de arpacığın sık görülmesine
neden olur.
Arpacık ortaya çıkmadan birkaç gün önce gözde kaşınma ve batma hissi
başlar. Arpacık bir iki günde ortaya çıkar. Küçük, ağrılı bir nokta
biçiminde başlar; sonra şişerek belirgin kırmızı bir püstül (içi irin
dolu kabarcık) halini alır. Dış arpacık kolayca tanınır. Ama iç
arpacığın görülmesi için gözkapağını dışa doğru çevirmek gerekir. Şişen
meibom bezi gözkapağını gerdiğinden iç arpacık, dış arpacıktan daha
ağrılıdır.
Arpacıkla birlikte gözkapağındaki ağrı ve batma hissi artar. Işık
ağrıyı artırır (fotofobi) ve göz sürekli sulanır. Fotofobi, göz
sulanması ve sürekli burnunu çekme, çocukta, kızamık gibi daha ciddi bir
hastalığı akla getirebilir
Yeterince erken anlaşılırsa, antibiyotikli merhem ya da damlalar
arpacık oluşumunu önleyebilir. Ancak, çoğunlukla tanıdan önce
püstül(ağızlaşma) oluşur ve antibiyotikler etkisiz kalır. Tek tedavi,
oluşan iltihabın boşalmasını sağlamaktır. Sıcak kompres, kan akımını
artırıp gözkapağını yumuşatarak ağrıyı azaltır ve enfeksiyonun
iyileşmesini kolaylaştırır. Basit bir sıcak kompres, tahta bir kaşığın
çevresine pamuklu bir kumaş ya da pamuk sarıp sıcak suyun altına
tutularak yapılabilir. Su dayanılabilir sıcaklıkta olmalı ve kaşık her
seferinde kapalı göz üstünde en az 10 dakika tutulmalıdır. Dış arpacığın
yerleştiği kıl kökü kolayca fark edilir. Kirpik bir cımbızla alınırsa,
arpacık kendiliğinden boşalır, ağrı ve şişlik azalır.
İç arpacığın tedavisi daha zordur. Enfekte olan meibom bezi dışarı
açılmaya çalışır ama kalın gözkapağını delemez. Sonunda akyuvarlar
enfeksiyonun üstesinden gelir ve belirtiler ortadan kalkar ancak geride
mikropsuz bir iltihap kisti kalır. Meibom kisti, gözkapağının altında
ağrısız, küçük bir kitle halinde hissedilir ve ancak cerrahi girişimle
çıkarılabilir. Lokal anestezi altında gözkapağı dışa çevrilerek kist
alınır, çevresi temizlenir.
Gözü ovuşturmak, enfeksiyonu bulaştıracağı için zararlıdır. Kepeğin
önlenmesi de önemlidir, çünkü arpacıkta rolü olduğu düşünülmektedir.
Neden blefarit, yani gözkapağı iltihabı ise, uzun süreli antibiyotik
tedavisi ve hafif kortizonlu damlalar etkili olabilir. Birçok vakada
neden bilinememektedir.
Katarakt
Katarakt gözün şeffaf lensinin saydamlığını kaybetmesidir. Bu durumu
buğulanmış cama benzetebiliriz. Katarakt hakkında bazı yanlış anlamalar
vardır,
Göz üzerindeki bir film değildir.
Gözü fazla kullanmaktan oluşmamaktadır.
Kanser değildir.
Bir gözden diğerine geçmez.
Kalıcı körlüğe yol açmaz.
Kataraktın nedeni nedir?
En çok katarakta gözün yaşlanması neden olur, diğer nedenler:
Aile hikayesi.
Şeker hastalığı gibi hastalıklar.
Gözün travmaya maruz kalması.
Steroidler gibi ilaçlar.
Güneş ışığına uzun süre korumasız şekilde maruz kalma.
Daha önce göz ameliyatı geçirmiş olma.
Katarakt tanısı nasıl konur?
Göz doktorunuzun yapacağı muayene sonunda tanı konabilmektedir.
Görmedeki bozulmaya neden olabilecek diğer hastalıklarda ayırt
edilebilir. Retina yada optik sinirde olabilecek diğer bozukluklarda
katarakt ile beraber görmeyi azaltabilmektedir. Eğer böyle hastalıklar
varsa katarakt ameliyatı sonrası görmede istenen iyileşme
sağlanamıyacaktır.
Katarakt nasıl tedavi edilir?
Kataraktın tek tedavisi cerrahidir. Ancak katarakt hafif derecede ise
sadece gözlüğünüzün değişmeside yeterli olabilmektedir. Herhangi bir
ilaçla, dietle, egzersizle, çeşitli cihazlarla katarakt tedavi
edilmemektedir. Güneş ışığından korunmak için ultraviole fitreli gözlük
kullanılmasının faydası vardır.
Ne zaman ameliyat olmam gerekir?
Katarakt cerrahisi görme bulanıklığının artık günlük aktiviteleri
engellemeye başladığı zamanda yapılmaktadır. Güvenli bir şekilde araba
kullanabildiğinizden, okurken, televizyon seyrederken zorluk
çektiğinizden emin olmalısınızdır. Katarakt tanısı konulduysa göz
doktorunuz tarafından düzenli aralıklarla kontrole gitmeniz
gerekmektedir.
Cerrahi olarak kataraktın alınması için iyice olgunlaşması gerektiği doğru değildir.
Katarakt ameliyatından ne bekleyebilirim?
Katarakt ameliyatı için hastanede yatmanıza gerek yoktur. Hastalar
smeliyat sabahı kliniğimize geldikten sonra öğleden sonra taburcu
edilmektedir. Ameliyat lokal anestezi ile mikroskop altında
yapılmaktadır. Fakoemülsifikasyon tekniği halk arasında dikişsiz yöntem ,
lazer olarak bilinmektedir.Yanlış bir inanış olmasına rağmen ameliyat
lazer ile yapılmamaktadır. Aletler yüksek frekanstaki ses dalgalarını
kullanmaktadır. Klasik yöntem ve fakoemülsifikasyon arasındaki tercih
hastanın durumuna göre göz doktorunuz tarafından yapılmaktadır.
Katarakt ameliyatından sonra vakaların 5′te birinde arka kapsülde kesafet oluşmaktadır. Bu sorun lazer ile çözülmektedir.
Ameliyattan sonra günlük aktivitelerinizin çoğunu
yapabilmektesinizdir. Bazı damlaların kullanılması ve çeşitli kontrol
vizitlerinin yapılması gerekmektedir. % 90 vakada görme tatmin edici bir
şekilde artacaktır. Her ameliyatta olduğu gibi düşük bir oranda olsada
komplikasyon gelişme ihtimali vardır. Bu yüzden ameliyattan önce iyi bir
sonuç garanti edilememektedir.
Diabetin Etkisi
Diabetes Mellitus vücudun şekeri kullanma ve depolama yeteneğinin
bozulduğu bir durumdur. Artmış kan şeker düzeyi, aşırı susama , acıkma,
idrara fazla çıkma, vücuttaki kan damarlarındaki değişikliklerle
karakterize bir hastalıktır. Diabet göze katarakt, glokomun yanında
retinadaki kan damarlarının hasar görmesiyle de zarar vermektedir.
Diabetik retinopati nedir?
Gözün ışığı algılanmasını sağlayan retina isimli sinir tabakasının
kan damarlarındaki değişikliklerle karakterize bir hastalıktır.
Hasarlanmış kan damarları sıvı ve kan sızmasına neden olarak sert
fırçamsı dallar ve sert skar dokuları oluşmasına, bunlarda retinanın
beyine bozulmuş şekiller göndermesine neden olur.
Hastanın diabetik retinopati geliştirme riski zamanla artmaktadır. 15
yıllık diabeti olan birinde retinopati gelişme riski %80 oranında
bulunmaktadır. Çocuklarda oluşan diabette retinopati daha küçük yaşlarda
başlar. Tedavi edilmeyen diabet hastaları normal bir insana göre 25 kat
daha fazla körlük riski bulunmaktadır.
Nedeni ve belirtileri nelerdir?
Tam olarak sebebi anlaşılamamıştır, ancak şeker hastalığı vücudun
çeşitli yerlerinde damarlarda hasara neden olmaktadır. Hamilelik ve
hipertansiyon şeker hastalığının retinaya olan zararını arttırmaktadır.
Keskin görme noktamız olan makülada ödem oluşmadığı erken dönemde
diabetin gözde yaptığı değişiklikler herhangi bir belirtiye yol açmaz.
Bunlar sadece muayene sırasında tespit edilirler. Daha ileri seviyelerde
kanamalar yüzünden görme bulanıklaşır, bazende tamamen kaybedilir.
Tanı ve teşhis nasıl yapılır?
Göz hekimlerince tam bir muayeneden geçmeniz gerekmektedir. Ciddi
seviyedeki retinopati bazen hiçbir belirti göstermez ve tedaviye yanıt
verebilir. Bu yüzden diabet hastaları içinde bulundukları riskleri
bilmeli ve düzenli olarak gözlerini muayene ettirmelidir. Muayene
sırasında göz bebekleri büyütülür ve oftalmoskop adı verilen cihazlarla
ağrısız bir şekilde retina gözlemlenir.
Diabetik retinopatiye ait belirtiler varsa özel bir anjiyo çekimi
yapılabilir. Bunun için damardan flöresein boya verilir. Boya retina
damarlarından geçerken ard arda fotoğrafları çekilir. Bu tekniğe
flöresein anjiyografi adı verilir.
Tedavi nasıldır?
Çoğu vaka takip edilir. Ancak belirli bir grup hasta görmenin korunması için tedaviye alınır.
Lazer tedavisi: Damarlardaki kanamaları durduran ve halen tedavideki
en etkili yöntemdir. Ufak lazer atışlarıyla makula ödemi oluşturan ,
kanayan damarlar tıkanır. Retinanın dış bölümlerindede lazer
aracılığıyla yeni damar oluşumlarının önlenmesine çalışılır. Bu yöntem
ayaktan yapılır ve gözde herhangi bir ağrıya neden olmaz
Diğer tedaviler: Vitreus içine kanama olursa artık retina
gözükmediğinden lazer uygulanamaz. Bu gibi vakalarda vitrektomi yapılır.
Bu mikroskop altında yapılan özel bir cerrahi müdehale şeklidir. %70
vaka ameliyattan sonra görmesinde artma kaydederler. Ancak kanama olan
her vaka hemen ameliyata alınmaz. Bir grup hastada kanama kendiliğinden
düzelecektir.
Unutulmamalıdırki !
Diabetik retinopatinin tedavisi erken teşhisin yanında, hastanın diabet tedavisine ve dietine özen göstermesinede bağlıdır.
Diabetik retinopati hiçbir belirti vermedende bulunabilmektedir.
Diabet hastaları en az yılda bir defa göz doktoru tarafından kontrol
edilmelidir. Daha sık kontroller diabetik retinopatisi tanısı konan
hastalarda uygundur.
Retina Yırtılması (dekolman)
Retina gözün arka kısmında ışığı hissetmemizi sağlayan ve görüntüleri
beyine ileten sinir tabakasıdır. Göz basitce kamera gibidir. Ön
kısımdaki lens görüntüyü retinaya odaklar. Retinada kameranın
arkasındaki film gibidir.
Retina dekolmanı nedir?
Retina dekolmanı retinanın normal pozisyonundan çekilmesiyle oluşur.
Retina yerinden ayrıldığında çalışamaz. Görme bozulur. Retina dekolmanı
çok ciddi bir sorundur ve tedavi edilmezse kesinlikle körlükle
sonuçlanır.
Retina dekolmanının nedeni nedir?
Vitreus gözün ortasını dolduran şeffaf bir jeldir. Yaşlandıkça
vitreus retinayı yapışık olduğu yerlerden çekebilmektedir. Genelde
vitreus retinadan sorunsuz bir şekilde ayrılır. Ancak bazı durumlarda
retina bir veya birkaç yerden yırtılır. Bu yırtık yerinden sıvı girmeye
başlar ve retinayı bulunduğu yerden ayırır. Aşağıdaki durumlar dekolmana
neden olur.
Myopi
Daha önce geçirilmiş katarakt cerrahisi
Glokom
Ağır göz travması
Diğer gözde daha önce meydana gelmiş retina dekolmanı
Ailede retina dekolmanı hikayesi
Göz doktorunuzca retinada zayıf yerlerin bulunması
Retina dekolmanının belirtileri nelerdir?
Işık çakmaları
Yeni oluşan uçuşmalar
Görme alanınızda gri bir perdenin hareket etmesi
Belirli bir alanı görememe. (yırtığın yerine göre baktığınız cismin alt veya üstünü görmemeye başlarsınız)
Görmenin tamamen kaybı
Bu belirtiler herzaman dekoman demek değildir, ancak en kısa sürede göz doktorunuza muayene olmanız gerekmektedir.
Tedavisi nasıldır?
Retinal yırtıklar: Genelde lazer veya kryoterapi (dondurarak) ile
yapılır. Retina bu yöntemlerle arkasına yapıştırılır. Bu işlemler
ayaktan poliklinik ortamında yapılabilmektedir. Bazı duruklarda yırtık
takipde edilebilmektedir.
Retina dekolmanı: Hemen hemen tüm vakalar ameliyat olamak zorundadır.
Pnomotik Retinopeksi: Vitreus içine gaz baloncuğu verilir ve baş belli bir pozisyonunda tutulması istenir.
Sörklaj: Gözün çevresine elastik bir bant sarılır ve sıkılır. Retina
altındaki sıvı drene edilir ve retina yatıştırılmaya çalışılır.
Vitrektomi: Retinayı çeken vitre alınır ve yerine hava verilir. Bu
hava zamanla vücut sıvılarınca doldurulur.Bazen sörklaj ile beraber
yapılır.
Ameliyattan sonra nelere dikkat etmem gerekir?
Belli bir süre gözde ağrı olabilir. Gözünüz bir süre kapalı
tutulacaktır. Göze hava verildiyse belli bir süre yüzükoyun yatmanız
gerekebilir.
Baloncuğun tamamen kaybolduğu söylenene kadar kesinlikle uçak yolculuğu yapmayın!
Dekolmanda ikinci bir ameliyatta gerekebilir. Retina ameliyatta tam
olarak yatıştırılmadıysa zamanla retina canlılığını kaybedecek ve görme
azalacaktır. Görmenin düzelmesi ameliyattan sonra aylar sürebilir. Ancak
bazı hastaların görmesi düzelmiyecektir.
Dekolman ne kadar ileri seviyedeyse ameliyattan sonra başarıda o
kadar düşük olacaktır. Bu yüzden bulguları fark edince gecikmemek
önemlidir.
Göz Kuruluğu
Bazı insanlar gözlerini ıslak ve rahat tutacak kadar göz yaşı
salgılayamamaktadır. Batma, yanma, dumandan aşırı derecede rahatsız olma
gibi şikayetleri olabilmektedir. Kontak lens kullanımınıda
zorlaştırmaktadır.Gözdeki yaşarmada kuru gözün bir belirtisi
olabilmektedir.Temel salınan göz yaşında azlık varsa göz yaşı bezinde
irritasyona bağlı olarak daha fazla göz yaşı salgılanacaktır. Böylece
göz genel olarak kuru olsada sulanma nedeniyle gerçek sorun
maskelenecektir.
Gözyaşının yapısı nasıldır?
Ağladığımızda yada gözümüz tahriş olduğunda gözyaşımız akar ancak
aslında gözyaşının daha önemli görevleri vardır. Gözyaşından meydana
gelen ince bir tabaka gözümüzü kırpmamızla birlikte gözümüzün üst
kısmını kaplar ve korneanın üzerinin düz ve temiz kalmasını sağlar. Göz
yaşı tabakası olmasa net görmemiz mümkün olmayacaktır.
Gözyaşı film tabakası 3 ayrı bölümden oluşmuştur: yağlı, sulu ve mukuslu bölümler.
Dıştaki yağlı kısım gözkapak kenarındaki meibomian bezlerinden
salınır. Bu kısmın görevi gözyaşının üstünün düz kalmasını sağlamak ve
buharlaşmasını önlemektir.
Ortadaki sulu kısım 3 tabakanın en kalınıdır ve göz yaşının normalde
bildiğiniz kısmını oluşturur. Bu bölüm gözün ve göz kapağının üstünü
kapatan ince bir zar olan konjunktivadan ve göz yaşı bezinden
kaynaklanmaktadır ve yabancı cisimlerden gözü temizlemektedir.
En içteki tabakada konjunktiva tarafında üretilir. Bu kısım suyu göz
üzerine eşit olarak dağıtır ve korneanın hep ıslak kalmasını sağlar.
Mukus olmasaydı gözyaşı göze yapışmayacaktı.
Göz yaşının farklı tipleri nelerdir?
2 farklı gözyaşı vardır: gözü sürekli ıslak tutan bazal sekresyon ve
ağladığımızda ve gözümüz tahriş olduğunda salınan refleks sekresyon.
Kuru gözün nedeni nedir?
Yaşla birlikte gözyaşı salgılaması azalacaktır. Her iki cinstede
gözüksede bayanlarda menapozdan sonra dahada fazla gözükmektedir.
Kuru göz ayrıca artrit, ağız kuruluğu ile beraber görülen sjögren
sendromundada görülebilmektedir. Birçok ilaçta göz kuruluğuna neden
olabilmektedir.
Kuru göz tanısı nasıl konmaktadır?
Göz doktorları bu tanıyı kolaylıkla koyabilmektedir. Gerek hastanın
şikayetleri gereksede biyomikroskop muuayenesi yeterlidir. Bazı
durumlarda göz kapağının içinekonulan özel bir kağıt ile yapılan
schirmer testi ile göz yaşı salınım miktarıda tespit edilebilir.
Tedavisi nasıldır?
Eksik olan gözyaşı suni gözyaşları tarafından tamamlanabilmektedir.
Bunun yeterli olmadığı bazı durumlarda gözyaşı kanallarıda
tıkanabilmektedir.
Bunlarla birlikte bulunduğunuz ortam nemli tutulmalı, sıcak ortamlardan kaçınmalı, sigara dumanından uzak durulmalıdır.
Şaşılık
Çocuklarda Şaşılık
Şaşılık gözlerin yanlış pozisyonda bulunup farklı noktalara doğru
baktığı bir durumdur. Gözlerden bir tanesi tam karşıya bakarken diğeri
içe, dışa, yukarı yada aşağıya bakmaktadır. Yanlış pozisyon sürekli
belirgin olabileceği gibi bazı yöne bakışlarda da ortaya
çıkabilmektedir. Çocuklarda sık karşılaşılan bu duruma ABD’de çocuklarda
%4 oranında rastlanmaktadır. Erkek ve kız çocuklarında aynı sıklıkta
görülmekte ve çoğu hastada ailesinde başka kimsede görülmemektedir.
Gözler birlikte nasıl çalışır?
Normalde gözler aynı noktaya bakarlar. Bunun sayesinde beyin iki
görüntüyü birleştirerek üç boyutlu görüntü oluşturabilmektedir. Bu üç
boyutlu görüntü derinlik hissininde oluşmasını sağlamaktadır.
Bir göz farklı yöne baktığı zaman beyine farklı iki görüntü
gönderilecektir. Bu durumda beyin yanlış yöne bakan gözden gelen
görüntüyü yok sayacak ve sadece karşıya bakan gözün ilettiği görüntüyü
kabul edecektir. Böylece çocuk derinlik hissini oluşturamıyacaktır.
Erişkinlerde şaşılık meydana geldiğinde ise beyin bunu yapmıyacak, her
iki görüntüyüde kabul edecek ve çift görme meydana gelecektir.
Ambliyopi -göz tembelliği
Çocuklarda sağlıklı görme seviyesi her iki göz normal pozisyonda
durduğu zaman ortaya çıkacaktır. Şaşılık kayan gözde görmenin azalmasına
yani göz tembelliğine (amblyopi) neden olacaktır. Beyin iyi gören
gözden gelen görütüyü kabul eder ve kötü gören taraftan gelen görüntüyü
yok sayar. Bu durum şaşılık bulunan çocukların yarısında bulunmaktadır.
Göz tembelliği iyi gören gözün belirli sürelerle kapatılmasıyla
tedavi edilmektedir. Erken tanı konulmuş olan hastalarda amblyopi
başarıyla tedavi edilmektedir. Tedavi ne kadar geç başlarsa başarı
şansıda o kadar küçüktür.
Şaşılığın nedeni, belirtileri nedir?
Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Gözü kontrol eden 6 adet kas
bulunmaktadır. Her iki gözünde normal pozisyonda olması için kasların
denge içinde bulunması ve koordineli bir şekilde hareket etmesi gerekir.
Santral sinir sistemini etkileyen hastalıklarda ve görmeyi düşüren
katarakt, yaralanma gibi durumlardada şaşılık oluşabilmektedir.
Gözlerin aynı yöne bakmaması en önemli belirtidir. Bununla birlikte
güneşli ortamda gözlerden birini kısmak yada gözlerini birlikte
kullanmak için başını yana eğmek gibi belirtilerde olabilir.
Şaşılık tanısı nasıl konur?
Bütün çocukların 4 yaşından önce göz doktorunuz tarafından kontrol
edilmiş olması gerekmektedir. Eğer ailede şaşılık yada ambliyopisi
bulunan başka biri varsa bu muayenenin 3 yaşından önce yapılması
gerekmektedir.
Bebeklerin gözleri içe dönük gibi durmaktadır. Bunun sebebi burun
kökünün daha geniş olması yada göz kapağının iç tarafında deri
kıvrımının bulunmasıdır. Yaş ilerledikçe bu görüntü ortadan kalkacaktır.
Gerçekten şaşılık olanlarda ise düzelme olmayacaktır. Yalancı ve gerçek
şaşılık arasındaki fark ancak göz doktoru tarafından teşhis
edilebilmektedir.
Şaşılık nasıl tedavi edilir?
Tedavide amaç görmenin korunması, gözlerin tekrar orta konuma getirilmesi ve binoküler görmenin sağlanmasıdır.Bu amaçla :
Gözlük verilebilir, cerrahi tedavi yapılabilir, ambliyopi için kapama tedavisi yapılabilmektedir.
Şaşılık ameliyatı nasıl yapılır?
Ameliyat sırasında göz küresi yerinden çıkarılmamaktadır. Üzerinde
ufak bir kesi yapılarak kaslara ulaşılmakta ve şaşılığın tipine göre
kaslarda çeşitli pozisyon değişiklikleri yapılmaktadır. Gerektiği
durumlarda iki göze birden müdehale edilmektedir. Eriştinlerde lokal
anestezi ile şaşılık ameliyatları yapılabilsede çocuklarda genel
anestezi şarttır. Hasta günlük yaşantısına 1-2 gün içerisinde geri
dönebilmektedir. Ancak birçok vakada tekrar ameliyat gereksinimi ortaya
çıkmaktadır.
Her ameliyatta olduğu gibi şaşılık ameliyatlarınında da ufakta olsa
komplikasyon riski vardır. Bunlar enfeksiyon, kanama çok nadirde olsa
görme kaybıdır.
Erişkinde şaşılık
Erişkinlerin %1′inde şaşılık görülebilmektedir. Bunların çoğu
çocukluktan beri bulunan şaşılık vakalarıdır. Eğer erişkin bir kişide
şaşılık meydana geldiyse diabet, tiroid hastalığı, myestania gravis,
beyin tümörleri yada felçler araştırılmalıdır.
Erişkinde bulunan şaşılığın belirtileri nelerdir?
Çocukluktan beri şaşılık bulunuyorsa çok az belirti
bulunabilmektedir. Ancak ileri yaşlarda oluşursa şaşılık en sık görülen
belirti çift görme olacaktır.Bazı erişkinlerde gözde ağrı, başağrısı,
başı sürekli eğik tutmak gibi belirtiler bulunabilir. Dışa bakış bulunan
çocuk ve erişkinler güneş ışığının altında tek gözlerini kapatmayı
tercih ederler.
Çift görmenin sebebi nedir?
Çocukların aksine erişkinler yanlış yöne bakan gözden gelen görüntüyü
yok sayamazlar ve bu çift görmeye neden olur. Bunun tedavisi tek gözün
kapatılması yada gözlerin tekrar ameliyatla doğru pozisyona
getirilmesiyle sağlanır.
Erişkinde şaşılık tedavisi nasıl yapılır?
Göz egzersizleri: Konverjans yetmezliği adı verilen okuma yada
çalışırken gözün yeterli çalışmaması gibi özel durumların tedavisinde
kullanılır.
Prizmalı gözlükler: Küçük kaymaların tedavisinde kullanılır. Çift görmenin azalmasını sağlar.
Enjeksiyon: Bir kaç ay boyunca enjekte edildiği kası felç eden bir
ilacın kullanılması esasına dayanır. Seçilmiş vakalarda faydalı olan bir
yöntemdir.
Ameliyat: Her yaşta en sık kullanılan tedavi yöntemidir. Uyumlu olan
vakalarda lokal anesteziyle yapılabilmektedir. Ameliyat kozmetik
nedenle, çift görmenin azaltılması, gözlerin birlikte kullanılmasının
sağlanması, gözlerdeki ağrının azaltılması amacıyla yağılabilmektedir.
Ancak her ameliyatta olduğu gibi bu ameliyatlarında riskleri mevcuttur.
Şaşılık tanısı nasıl konur?
Bütün çocukların 4 yaşından önce göz doktorunuz tarafından kontrol
edilmiş olması gerekmektedir. Eğer ailede şaşılık yada ambliyopisi
bulunan başka biri varsa bu muayenenin 3 yaşından önce yapılması
gerekmektedir.
Bebeklerin gözleri içe dönük gibi durmaktadır. Bunun sebebi burun
kökünün daha geniş olması yada göz kapağının iç tarafında deri
kıvrımının bulunmasıdır. Yaş ilerledikçe bu görüntü ortadan kalkacaktır.
Gerçekten şaşılık olanlarda ise düzelme olmayacaktır. Yalancı ve gerçek
şaşılık arasındaki fark ancak göz doktoru tarafından teşhis
edilebilmektedir.
Şaşılık nasıl tedavi edilir?
Tedavide amaç görmenin korunması, gözlerin tekrar orta konuma getirilmesi ve binoküler görmenin sağlanmasıdır.Bu amaçla :
Gözlük verilebilir, cerrahi tedavi yapılabilir, ambliyopi için kapama tedavisi yapılabilmektedir.
Şaşılık ameliyatı nasıl yapılır?
Ameliyat sırasında göz küresi yerinden çıkarılmamaktadır. Üzerinde
ufak bir kesi yapılarak kaslara ulaşılmakta ve şaşılığın tipine göre
kaslarda çeşitli pozisyon değişiklikleri yapılmaktadır. Gerektiği
durumlarda iki göze birden müdehale edilmektedir. Eriştinlerde lokal
anestezi ile şaşılık ameliyatları yapılabilsede çocuklarda genel
anestezi şarttır. Hasta günlük yaşantısına 1-2 gün içerisinde geri
dönebilmektedir. Ancak birçok vakada tekrar ameliyat gereksinimi ortaya
çıkmaktadır.
Her ameliyatta olduğu gibi şaşılık ameliyatlarınında da ufakta olsa
komplikasyon riski vardır. Bunlar enfeksiyon, kanama çok nadirde olsa
görme kaybıdır.
Üveit
Yapı olarak bir topa benzeyen gözün ortasında bulunan jel benzeri
maddenin çevresini 3 tabakadan oluşan bir kılıf sarar. En dışta sklera
adı verilen beyaz kısım, en içte retina adı verilen ve görmemizi
sağlayan kısım ortadada uvea bulunur. Uveanın iltihabına üveit denir.
Uvea gözü besleyen damarları bulundurmaktadır. Buranın
iltihabı-enflamasyonu gözün tüm dokularını etkilemektedir. Bu durum
görmeyi ciddi şekilde tehtid eden durumlara neden olmaktadır.
Üveitin belirtileri ve nedeni nedir?
Işığa karşı hassasiyet, ağrı, gözde kızarıklık, görmenin azalması en
önemli belirtilerdir. Çoğu vakada sebep bulunamamaktaysada bazı
hastalarda virüsler, mantarlar, parazitler üveite neden olabilmektedir.
Ayrıca vücudun diğer kısımlarında bulunan hastalıklar (artritler, Behçet
Hastalığı) neden olabilmektedir.
Üveit tanısı nasıl konmaktadır?
Belirtiler başlayınca göz doktoruna muayene olmanız gerekmektedir.
Enflamasyon görmenin kalıcı bir şekilde kaybına neden olabilmektedir.
Göz muayenesinin yanında çeşitli durumlarda sistemik bir hastalığın
araştırılmasıda gerekebilmektedir. Bu durumda romatologlar,
dahiliyecilerle ortak araştırmalar yapılabilmektedir.
Üveit tedavisi nasıldır?
Özellikle steroid ve göz bebeğini büyüten ilaçlar içeren damlalar
sıklıkla kullanılmaktadır. Gözde daha derinlerde bulunan
enflamasyonlarda sistemik ilaçların kullanılması gerekebilmektedir.
Glokom, katarakt, neovaskülarizasyonlar (yeni damarların oluşması) gibi
çeşitli komplikasyonlar gelişebilmektedir.
Gözün ön kısmında gelişen iritis, cyclitis gibi durumlar daha ani
başlangıçlı ve daha kolay tedavi edilen durumlardır. Daha geride gelişen
koroidit gibi durumların başlangıcı daha yavaş, tedavisi daha zordur.
Allerji
Allerji toplumda sık görülen bir hastalıktır ve insanların yaklaşık
%15′inde allerjinin bir veya birkaç çeşidi görülür. Çevreyle direkt
teması nedeniyle göz allerjik hastalıklara daha sık meyil gösteren bir
organımızdır. Göz allerjileri gözde yanma, batma, kaşıntı, çapaklanma,
kızarıklık, sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve görme bozukluğu meydana
getirebilir. İleri allerji formlarında gözün beyaz kısmında
yapışıklıklar dahi olabilir.
Meydana gelen rahatsızlık insanların performansını etkilediği gibi
enfeksiyonlara yatkınlığı artırır, kontakt lens kullanımını zorlaştırır
ve daimi bir huzursuzluk kaynağı oluşturur. Göz allerjileri gözün yüzey
dokularını ilgilendirir. Bunlar göz kapağı cildi, göz kapaklarının ve
gözün beyaz yüzeyini örten ince konjunktiva isimli zar ve kornea
dediğimiz saydam tabakadır.
Beş değişik göz allerjisi tanımlanmıştır:
- Mevsimsel ve mevsimsel olmayan allerjik konjunktivit,
- Bahar keratokonjunktiviti,
- Atopik keratokonjunktivit,
- Dev papiller konjunktivit,
- Temas göz allerjisi.
» Mevsimsel allerjik konjunktivit
Mevsimsel allerjik konjunktivit (saman nezlesi) göz allerjilerinin
yaklaşık olarak yarısını teşkil eder. Heriki gözde kaşıntı, sulanma ve
yanma ile başlar. Bu şikayetlere genellikle burundaki allerji eklenir.
Göz kapaklarında şişlik, gözün beyaz tabakasında kabarıklıklar, su
toplaması ve kızarıklık görülür. Mevsimsel allerjiye neden olan etkenler
genellikle polenler iken mevsimsel olmayan allerjiye neden olan
etkenler yıl boyu karşılaşabildiğimiz ev tozu zerreleri ve hayvan
atıklarıdır.
» Bahar keratokonjunktiviti
Bahar keratokonjunktiviti nadir görülür, daha çok dünyanın sıcak ve kuru
iklime sahip bölümlerinde rastlanır. İlkbaharda başlar ve yazın sonuna
kadar devam eder. Çocuklarda ve gençlerde, ayrıca erkeklerde daha
sıktır. Bu hastaların %75′inde astım, atopik ekzema ve allerjik rinit
gibi ek hastalıklara rastlanır. Sebep olan allerjen maddenin kesin
olarak bilinmemesine rağmen polenlerin ortaya çıkarıyor olabileceği
sanılmaktadır. Hastaların ilk şikayeti yoğun kaşıntıdır. Sonra ışığa
karşı hassasiyet artışı, yanma, yabancı cisim hissi ve bulanık görme
meydana gelir.
Gözde kızarıklık, göz kapağında düşüklük, gözde beyaz çapak artışı ve
gözlerin kısılması izlenebilir. Tipik bulgusu üst kapağı örten zarda
kaldırım taşı gibi kabarıklıkların oluşmasıdır. Bu kabarıklıklara gözün
renkli kısmının hemen kenarında da rastlanabilir. İleri formlarında
korneada ülser oluşabilir. Genellikle 5-10 yıl kadar sürer.
» Atopik keratokonjunktivit
Atopik keratokonjunktivit körlük riski taşıyan bir allerji çeşididir.
Daha çok erişkinlerde görülür ve astım, nezle, atopik dermatit ve
yiyecek allerjisi gibi durumlara eşlik edebilir. Hastanın yakınlarında
da bu hastalıklara rastlanabilir. Bu allerji yıllarca sürebilir.
Başlangıcı bahar konjunktiviti gibi olmakla beraber oluşturduğu yara
dokusu kapak iç kısımlarında yapışıklıklar yapabilir, kapak yapısını
bozabilir, kapakların içe veya dışa dönmesine ve kirpiklerin göze
batmasına neden olabilir. Korneada meydana gelen tutulum damar oluşumu
tarzında olur ve ileride gerekebilecek olan bir keratoplastinin (ölü
gözünden hasta gözüne kornea nakli) başarısını azaltabilir. Ayrıca bu
hastalarda herpes simpleks, keratokonus, retina dekolmanı ve kapak
iltihabı şansı fazladır.
» Dev papiller konjunktivit
Dev papiller konjunktivit geçmişte kontakt lenslere, kontakt lens
solusyonlarına, bu solusyonlardaki koruyucu maddelere ve göz damlalarına
bağlı bir allerji veya uyumsuzluk olarak görülürdü. Günümüzde daha az
görülmektedir.
Bazen göz protezleri, kullanılan dikişler ve kontakt lens üzerinde
biriken allerjen maddeler de bu tip allerjiyi meydana getirebilir.
Hastaların gözünde yoğun kaşıntı ve kontakt lens kullanımına
uyumsuzlukla başlar. Göz kapaklarının altında papilla denilen büyük
kabarıklıklar görülür. Korneada kesafet ve görme bulanıklığı meydana
getirebilir.
» Temas göz allerjisi
Temas göz allerjisi ilaçlara, ilaçların içindeki koruyucu maddelere veya
makyaj ürünlerine karşı gelişebilir. İleri dönemlerinde göz yaşı
kanalında tıkanıklık, konjunktivada skarlaşma ve korneada damarlanma
meydana getirebilir.
»Tanı
Allerjik göz hastalıklarının tanısı hastadan alınacak hikaye üzerine
inşa edilecek muayene ve laboratuvar incelemeleri ile konur. Kırmızı göz
oluşturan pekçok durum göz allerjisini taklit edebilir ve doğru tanı
için iyi bir göz muayenesi gerekir. Muayenede göz kapakları, göz
yüzeyini örten konjunktiva isimli zar, bezlerin açıldığı bölümler,
kirpikler ve kornea dikkatle incelenir. Bazen göz kapaklarının ters
çevrilerek arka yüzeyinin incelenmesi gerekebilir.
Bazı mikrobik hastalıklar, sebebi bilinmeyen iltihabi durumlar, göz
kapağı iltihapları, bazı cilt hastalıklarının göz bulguları, kuru göz
hastalığı, gözün bağ ve damar tabakasının iltihabi hastalıkları, böcek
ısırıkları, kirpik diplerine yerleşen bitler göz allerjisini taklit eden
bir tablo meydana getirebilir. Tanısal test olarak allerjen maddenin
bulunması, göz yaşında ve kanda bazı maddelere bakılması yardımcı olsa
da en fazla bilgi muayeneden elde edilir.
»Tedavi
Allerjinin tedavisinde en önemli yapılması gereken şey allerjen madde
tespit edilebiliyorsa mümkün olduğu sürece ondan kaçınmaktır. Gözdeki
şikayetlerin rahatlatılması açısından soğuk uygulama ve suni göz yaşı
ilaçları faydalı olabilir. Çoğunlukla da antihistaminik ilaçlara,
damarları büzen ilaçlara, allerjik şikayetleri ortaya çıkaran hücreleri
dengeleyici ilaçlara, iltihap giderici ilaçlara ve kortizonlu ilaçlara
ihtiyaç duyulur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder