Türkiye’nin
ilk kadın bakanı ve başbakanını şüphesiz bilirsiniz. Peki ya ilk kadın
çöpçüsü, ilk kadın muhabiri, ilk sendikacısı, ilk subayını tanıyor
musunuz?
Avukat: Süreyya Ağaoğlu.. Bakan Prof. Dr. Türkan Akyol.. Başbakan
Prof. Dr.Tansu Çiller Belediye Başkanı: Müfide İlhan..Belediye Başkanı:
Sadiye Ardahan..Büyükelçi: Filiz Dinçmen…Çöpçü: Elif Yazgandır..
Danıştay Başkanı: Füruzan İkincioğulları.. Danıştay üyesi: Şükran
Esmerer.. Dışişleri görevlisi: Adile Ayla.. Dişhekimi: Ferdane Bozdoğan
Erberk.. Doktor: Safiye Ali.. Dünya güzeli Keriman Halis.. Eczacı:
Rukiye Kanat Arran.. Emniyet müdürü: Feriha Sanerk.. Fotoğrafçı: Semiha
Es.. Gazeteci: Selma Rıza.. Genel müdür: Mükerrem Aker.. Hakim: Suat
Berk.. Hazine Genel Müdürü: Aysel Gönül Öymen.. Hemşire: Esma Deniz..
Hesap Uzmanı: Müşeref Çallılar – Güzide Amark.. Heykeltraş: Sabiha
Bengütaş.. Jet pilotu: Leman Altınçekiç.. Karakol Amiri: Nevlan
Kulak-..Kaymakam: Özlem Bozkurt.. Kimyacı: Prof. Dr. Remziye Hisar..
Makinist: Seher Aytaç.. Milli Eğitim Müdürü: Güler Karakülah.. Milli maç
hakemi: Lale Orta-.Muhtar: Mühendis Müzeci: Seniha Sami.. Orman
mühendisi: Binnaz Zehra Sert.. Petrol mühendisi: Halide Ural Türktan..
Pilot: Sabiha Gökçen.. Polis memuru: Betül Diker-. Profesör: Prof. Dr.
Fazıla Şevket Giz.. Radyo spikeri:Emel Gazimihal.. Rektör: Prof. Dr.
Safet Rıza Alpar.. Savcı: Işıl Tüzünkan Koçhisarlıoğlu.. Savcı: N.
Meliha Sanu.. Sayıştay üyesi: Fahrünisa Etmen.. Sendika başkanı: Dervişe
Koç.. Subay: Ülkü Sema Toksöz.. TBMM başkanvekili: Neriman Neftçi.. Tv
Spikeri: Nuran Devres.. Vali: Lale Aytaman.. Veteriner: Sabire Aydemir..
Yargıtay üyesi: Melahat Ruacan.. Yüksek idare mahkemesi Bşk: Firdevs
Menteşe.. Yüksek mimar: Münevver Gözeler.. Yüksek mühendis: Sabiha
Ecebilge.. Zabıta memuru: Afife İpek.. Ziraat mühendisi: Nezahat Süer
SORBONNE ÜNİVERSİTESİNDEN MEZUN İLK TÜRK KADINI TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLK KADIN KİMYACISI
PROF. DR. REMZİYE HİSAR
Prof. Dr. Remziye Hisar, birçok ilke imzasını atmış bir Türk kadını.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın kimyacısı olmasının yanısıra,
Fransa’nın Sorbonne Üniversitesi’nden mezun olan ilk Türk kadını..
1992 yılında yitirdiğimiz Remziye Hisar, tipik bir Cumhuriyet kadınıydı.
Dünyaca ünlü fizikçi Feza Gürsey ve Milletlerarası ***ikoloji
Cemiyeti’nin tek Türk azası psikiyatrist Deha Hanım’ın annesi Remziye
Hisar, 1902 yılında Üsküp’te dünyaya gelmişti..
Davutpaşa’daki üç yıllık Mekteb-i İptidayiyi bir yılda başarıyla
tamamlayıp mezun olmuş ve dokuz yaşında ilk şahadetnamesini almıştı.
Daha sonra, İttihat ve Terakki Mektebi ve Emirgan, İnas Rüştiyesi’ne
devam eder. Çok sevdiği Türkçe öğretmeninin İstanbul Darülmuallimatı’na
transfer olmasıyla, öğrenimini bu okulda sürdürür. 15 Temmuz 1919
tarihinde bu okulun Darülfünun’a hazırlamak üzere oluşturduğu iki
sınıflık bölümünden birincilikle mezun olur. Sınıfın iyi öğrencileri
arasında yeralan Remziye Hisar, küçük sınıflardaki öğrencilere geometri
ve matematik dersleri vermeye başlar. Mezun olmasının ardından
Darülfünun’un kimya bölümüne kaydını yaptıran Remziye Hisar, kimya
bölümünü yeğlerken Türkiye’yi temsil eden bir ismin bulunmamasının
kendisini üzmüş olmasından ötürü seçtiğini yakınlarına anlatır. Kız
öğrencilerin erkek öğrencilerden ayrı saatlerde ders aldığı bu dönemde,
öğretmeni ve okul arkadaşlarıyla birlikte Bakü’ye gider. Ve birden bire
bir savaşın tam ortasında bulur kendisini. Kafkasya’daki savaşlar ve
Bakü’de kendilerine gereksinim olmadığını öğrenmek bile onu yıldırmaz ve
bir erkek öğretmen okulunda öğrencilere ders verir. Ancak, terslikler
ve şanssızlıklar birbirini izler Sovyet Rusya’nın Azerbaycan’ın
bağımsızlığına son vermesi ile orada tanışıp evlendiği eşi Doktor Reşit
Süreyya Gürsey ile birlikte İstanbul’a döner. İlk çocuğunu dünyaya
getirmesinin ardından, Adana’da Darülmuallima’ya müdür olarak tayin olan
Remziye Hisar, çocuğunu annesine bırakarak Adana’ya gider. Güç
koşullarda çalışmasını sürdürmek zorunda kalan Hisar, eşinin tedavi için
Paris’e gitmesinin ardından, bilgisini geliştirmek için Paris’e gider.
Adını bilim dinyasında duyurmak amacı ile Sorbonne’da kimya bölümünde
öğrenim görmeye başlar. Biyokimya sertifıkası alan Hisar, Paris’te
Maarif Vekaleti’nin verdiği bursla öğrenim görür. Doktorasına
başlayacağı dönemde bursu kesilen Hisar, Erenköy Lisesi’ne kimya
öğretmeni olarak atanır. Öğrenimini yarım bırakmak zorunda kalarak yurda
dönen Remziye Hisar, zorlu bir çaba sonucunda doktorasını yapmak üzere
1930 yılında yeniden Paris’e gider. Eşinden boşanan ve Paris’e kızı ve
kardeşiyle giden Remziye Hisar, günlerini çalışmaya verir. Doktora
tezini tamamlamasının ardından, Türkiye’ye döner. 1933 – 1936 yılları
arasında İstanbul Üniversitesi’nde kimya ve fıziko kimya doçenti olarak
görev yapar. Daha sonra, Ankara Hıfsısıhha Müessesesi’ne farmakodinami
şubesi hayati kimya mütehassısı olarak atanır. 1947 yılında İTÜ Makine
ve Kimya doçentliği görevine başlayan Hisar, 1959 yılında profesör
olduktan sonra 1973 yılında da, emekliye ayrılır.
KUMARI YASAKLAYAN İLK KADIN MUHTAR: ATATÜRK’ÜN ÖDÜLLENDİRDİĞİ KADIN
1933 yılında Türkiye’nin ilk kadın muhtarı seçilen Gül Esin Aydın,
Çine İlçesi, Karpuzlu Bucağı’nın muhtarlığını yaptığı dönemde Atatürk
tarafından ödüllendirilmiştir.
Muhtar olmasının ardından kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklayan Gül
Esin, kız kaçırma olaylarını önlemiş ve nikah işlerini düzene sokarak da
büyük başarı elde etmişti.
KORE SAVAŞINI GÖRÜNTÜLEYEN KADIN İLK TÜRK KADIN FOTOĞRAFÇISI
1956 yılında Tifdruk tekniği ile basılan Hayat Dergisi fotoğraf
dünyamıza yeni değerler kazandıran bir dergi oldu. Derginin birinci
sayısında Hikmet Ferudun Es’in Malatya’dan yolladığı bir yazı dizisi
yayınlanmaya başlamıştı. Bu röportajı fotoğraflarıyla zenginleştiren
ise; Semiha Es idi..
Bu ikili daha sonra, Kongo, Hollywood yıldızları, kadın gözü ile Tahran
isimli çalışmalara Hayat Dergisi bünyesinde imza attılar.
25 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulu’nda Kore Savaşı’na katılmak üzere 4 bin 500 kişilik
silahlı birliğin Birleşmiş Milletler emrine verilmesi kararlaştırıldı.
Hürriyet Gazetesi, savaşın görüntülenmesi için, Semiha Es’i
görevlendirdi. 11 Kasım 1950 tarihinde gazetede verilen Kore eki ile
Türkler savaşı Semiha Es’in objektifınden izleme olanağına kavuştu.
İLK KADIN DOKTOR
Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleriyle tanınmış bir
ailenin kızı olan Safiye Ali, 1891 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş,
özel eğitiminin yanısıra Amerikan Kız Koleji’nden mezun oldu. Balkan
savaşı günlerinde cepheden getirilen pekçok yaralıyı görüp doktor olmaya
karar verir. Ancak; onun bu isteğini gerçekleştirmek zor olacaktı.
Çünkü; o yıllarda bir kadının tıp öğrenimi görmesi olanaksızdı. Oldukça
yetenekli ve başarılı bir kişi olarak dikkatleri çeken Safiye Ali,
dönemin Maarif Vekili Şükrü Bey’in desteği ile Almanya’ya tıp eğitimine
gönderilir. Bu ülkede kadın ve çocuk hastalıkları üzerine ihtisas yapan
Safiye Ali, Kurtuluş Savaşı’nın sona erdiği günlerde yurda döner ve
hemen işe başlar. Kısa sürede Cağaloğlu’nda açtığı klinikte tedaviye
başlayan Safıye Ali, o dönemin ünlü doktorlarından Besim Ömer Paşa, Akil
Muhtar ve Operatör Emin Bey’den büyük destek görerek süt ve
bakımevlerinde çalışır. Ayrıca Türkiye’yi yurtdışındaki tıp
kongrelerinde temsil eden Safiye Ali, bir zaman sonra sağlık nedeniyle
eşiyle birlikte Almanya’ya gider ve mesleğini burada sürdürür.
İkinci Dünya Savaşı günlerinde Almanya’da yara alanların ve hastaların
bakımını üstlenen Ali, savaşın ardından Türkiye’ye döner. Yakalandığı
kanserden kurtulamayan Safıye Ali, 1952 yılında yaşamını yitirir.
İLK AVUKAT
Yassıada’da hukuk profesörü babasını savundu..Hür Fikirleri Yayma
Derneği’nin kurucusu..Çocuk Dostları Derneği’nin
kurucusu..Milletlerarası Hukukçular Komisyon’u üyesi..Milletlerarası
Barolar Birliği Yönetim Kurulu İdari Heyeti Üyesi.. Yazar.. Kadın
hakları savunucusu..
Süreyya Ağaoğlu, tarihimize ilk kadın avukat olarak geçmiştir. 1989
yılında 85 yaşında yitirdiğimiz Ağaoğlu, yaşadığı dönemin en cesur
entellektüel kadınlarından birisiydi. 58 yıl süreyle avukatlık yapan
Süreyya Ağaoğlu, hukuk Profesörü Ahmet Ağaoğlu’nun kızıydı. Lise
yıllarında sınıfta cumhuriyet rejiminden söz ettiğinde, arkadaşlarının:
gavur olarak çağırdığı Süreyya Ağaoğlu, avukat olmayı kafasına koyar.
Hukuk fakültesine kaydını yaptırmak istediğinde ise; engellerle
karşılaşır. O yıllarda kız öğrenci olmadığından, üniversitenin rektörü
olan Haldun Taner’in babası Selahattin Bey’e başvurur. Dönemin
kadınlarının henüz çarşafla dolaştığı bir zamanda başını bile kapatmadan
görüşmeye giden Ağaoğlu, Selahattin Bey’e fakülteye girmek istediğini
söylediğinde, odanın içinde kahkahalar yankılanır. Ancak; Süreyya
Ağaoğlu, bu direnişin ardından kendisi gibi avukat olmak isteyen 3
arkadaşını daha ***ürünce, Size hemen fakülteyi açalım cevabını alır. O
yıllarda öğleden önce erkeklere, öğleden sonra ise; kadınlar ders
izleyebiliyor ve oldukça da yorucu olduğundan, fakültenin çabası
yalnızca bir dönem sürmüş. Başını kapatmamakta direnen Ağaoğlu’na
erkekler, Başını açma dediklerinde verdiği yanıt: Ben açıyorum, sen
bakma oluyormuş. Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Süreyya Ağaoğlu,
avukatlığının yanısıra sıkı bir kadın hakları savunucusu olur.
1948 yılında Berlin, Milletlerarası Hukukçular Komisyonu Üyesi olan
Ağaoğlu, Hür Fikirleri Yayma Derneği, Çocuk Dostları Derneği’nin de
kurucusu..
1949 yılında Milletlerarası Barolar Birliği Yönetim Kurulu İdari
Heyeti’ne seçilen Ağaoğlu, 1960 ihtilalinin ardından Yassıada
Davaları’nda babasının avukatlığını üstlenerek hukuk savaşı verir.
Süreyya Ağaoğlu, Adli Mülahazat adlı İngilizce bir etüt, Londra’da
Gördüklerim ve Bir Hayat Böyle Geçti isimli kitapların yazarı.
İLK KADIN HEYKELTRAŞ
Heykellere şekil veren ilk kadın parmakları Sabiha Bengütaş’a ait. O
Türkiye’nin ilk kadın heykeltraşı olarak tanınıyor. Atatürk, İsmet
İnönü, Abdülhak Hamid, Ahmet Haşim, Bedia Muvahhit gibi tarihte iz
bırakan pekçok kişi onun parmaklarında yoğurduğu çamurla abideleşti.
1940 yılında dünyaya gelen Sabiha Bengütaş, babasının Şam’da
görevlendirilmesiyle eğitimini Şam’da Fransız Katolik Okulu’nda yapmış.
İstanbul’a dönmelerinin ardından Köprülü Fuat Paşa Okulu’na devam edip
mezun oldu. Küçük yaşlarda güzel sanatlara ilgi duyduğundan henüz liseyi
bitirmeden 16 yaşındayken Sanayi-i Nefise Mektebi in resim bölümüne
kaydolmuş. Kendi kendisine antik bir büstü kopya eden Sabiha Bengütaş’ın
bu yaptığını gören heykel öğretmeni, kendisinin yaptığına başta
inanmadıysa da, daha sonra ikna olunca onu destekleyip okulun heykel
bölümüne ilk kız öğrenci olarak alınmasına yardımcı oldu. Yeteneği kısa
sürede farkedilen Bengütaş, okulunu birincilikle bitirdi. Roma Güzel
Sanatlar Akademisi’nde ihtisas yaptı. İtalya’da büyük deneyimler kazanan
Sabiha Bengütaş, Taksim Meydanı’ndaki Atatürk abidesini yapan ünlü
İtalyan heykeltraş Canoci’nin asistanlığını yaptı. Abdülhak Hamid’in
torunu Emin Bey ile evlenen Sabiha Bengütaş, kocasının diplomat olması
nedeniyle birçok yabancı ülkede bulundu, mesleğini bu ülkelerde
sürdürdü.
Geleneksel Galatasaray sergisine 1925 yılında katılan ilk kadın
sanatçılardan biri olan Bengütaş, 1938 yılında Atatürk ve İnönü için
açılan heykel yarışmasında birincilik aldı. Atatürk heykeli Çankaya
Köşkü’nün bahçesinde, İnönü heykeli ise; Mudanya’da bulunmaktadır. Uzun
yıllar çalışmasını sürdüren Bengütaş, 1992 yılında yaşamını yitirdi.
İLK KADIN MUHASEBECİ
İLK KADIN BANKA MÜDÜRÜ
İLK KADIN EKONOMİ DOKTORU
ATATÜRK’ÜN YURTDIŞI EĞİTİMİNE GÖNDERDİĞİ KADIN
Türkiye’de kadın olarak pekçok ilke imzasını atan İclal Ersin, ilk
kadın muhasebeci, ilk kadın banka müdürü ve ekonomi doktorudur.
1928 yılında Türkiye İş Bankası’nda muhasebeci olarak göreve başlayan
İclal Ersin, İş Bankası’nın kurucusu Celal Bayar tarafından Atatürk’e
ilk kadın muhasebeci olarak tanıtılınca, Atatürk’ün ilgisini çekmiş, en
büyük arzusunun yurtdışında eğitim almak olduğunu söylemesi üzerine,
Türk kadınının gelişmesine ve iş yaşamında yer almasına çok önem veren
Atatürk tarafından 1939 yılında Cenevre’ye eğitime gönderilir.
Türkiye’de meslek gelirlerinin vergilendirilmesi başlıklı tezini
Fransızca olarak hazırlayıp doktorasını tamamlar ve 1941 yılında
Türkiye’ye dönüp Türkiye’nin ilk iktisat doktoru ünvanını elde eder. İş
Bankası’nın Ankara Merkez Şubesi’nin Teftiş Servis Şefliği,
İstanbul-Beyoğlu ve Galata şubelerinde kontrolörlük görevlerinin
ardından, 1953 yılında açılan İş Bankası Nişantaşı Şubesi müdürlüğü
görevine atanır ve on yıl süreyle bu görevde kalır. Böylece Türkiye’nin
ilk kadın banka müdürü ünvanını da elde etmiş olur.
İLK KADIN SAVAŞ PİLOTU
Türkiye’de uçağa binen ilk kadın Belkıs Şevket Hanım’dır. (1912)
Türkiye’nin ilk uçağını kullanan kadın ise; Atatürk’ün manevi kızı
Sabiha Gökçe’dir. Türkiye’nin ilk kadın askeri pilotu yine Sabiha
Gökçe’dir. Atatürk’ün Türk kadınının her alanda başarılı olabileceğine
inandığını, buna örnek olarak da kendisini yetiştirmek istediğini
söylemesi üzerine 1935 yılında havacılığa başlayan Sabiha Gökçen,
Sovyetler Birliği’nde Yüksek Planör Okulu’nu bitirdikten sonra, planör
öğretmenliği yaptı. Türk havacılık tarihi ilerleyen yıllarda başka kadın
pilotları da yetiştirdi. Bunlardan birisi var ki, bir ilke imza attı.
Şenay Günay, ilk kadın savaş pilotumuz olarak tarihe geçti.Demokrat
Merkez Parti’nin kurucu üyelerinden de olan Şenay Günay, İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin ikinci sınıfında okurken, Hava Harp
Okulu’na kız öğrenci alınmasına dair çıkan yasadan yararlanarak 1956
yılında bir kız arkadaşı ile birlikte Hava Harp Okulu’na girer. İki yıl
eğitim alan Günay,Asteğmen olarak mezun olduktan sonra;
İzmir-Gaziemir’deki Uçuş Okulu’na gider. Bu okuldan sonra; Eskişehir Jet
Filo Komutanlığı’nda eğitimine devam eden Günay, jet brövesi alarak jet
pilotu oldu ve 22 yıl süreyle Türk Hava Kuvvetleri’nde hizmet gördü.
İLK KADIN SENDİKACI
13 GÜN İŞKENCEDE KALAN, 45 GÜN FALAKAYA YATARILDIĞINDAN 6 AY TEDAVİ GÖREN, TÜTÜNCÜLER KRALİÇESİ
Zehra Kosova Durmaz, Türkiye’nin ilk kadın sendikacısıdır. 1928
yılında illegal bir tütün işçisi olarak ilk sendikal faaliyete başlayan
Durmaz, çalışmalarını 1946 yılında Ferit Kalmak başkanlığında tütüncüler
kendi sendikalarını kurana değin yoğun ve illegal biçimde sürdürdü.
Sendikacılık yaptığı dönemde 13 gün işkencede kalan Durmaz, 45 gün
falakaya yatırılmış ve bu nedenle 6 ay tedavi görmüştür. 1950 yılında
sendikanın kapanmasıyla birlikte tutuklanan ve 1951 yılında 16 ay
Harbiye Askeri Cezaevi’nde tutuklu kalan Durmaz, ha***ten çıkınca
sendikal yaşama yeniden dönmüştür.
İLK KADIN MUHABİR İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİNİN TEK KADIN ÜYESİ
Selma Rıza, ilk kadın gazetecidir. Avusturya’lı bir anne ve Türk bir
babanın kızı olan Selma Rıza, Osmanlı döneminin kültür ağırlıklı bir
ailenin kızıydı. 1877 yılında ilk Osmanlı Parlamentosu’nda görev almış
olan babası Ali Rıza Bey, diplomat olarak görev yaptığı Avusturya’da
tanıştığı ve daha sonra müslüman olan Naile Hanım ile evlenir. Yedi
çocuğu olan çiftin, en küçük kızları olan Selma Rıza, özel öğretmenlerin
denetiminde dersler alır ve 19. yüzyıl sonlarına doğru ailesinden gizli
olarak İstanbul’dan kaçar ve Paris’te bulunan Jöntürk liderlerinden
ağabeyi Ahmet Rıza’nın yanına gider. Sorbonne Üniversitesi’ne giden
Selma Rıza Paris’te yaşadığı 10 yıl boyunca Osmanlı İttihat ve Terakki
Cemiyeti’ne üye olur. Bu cemiyetin tek kadın üyesi olan Selma Rıza,
Fransızca olarak Paris’te yayınlanan Meşveret Gazetesi de ve Türkçe
olarak yayınlanan Şura-yı İmmet gazetesinde çalışır. 1908 yılında
Meşrutiyet’in ilanının ardından İstanbul’a dönen Selma Rıza, dönüşünden
sonra gazetecilik yapmadı ancak, Kızılay’ın kurulması için çalışmalara
katıldı. Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti olarak bilinen bu kuruluşun
yönetimindeki fikirler ile hemfikir olmayınca 5 yıl boyunca genel
sekreterliğini yaptığı bu kuruluştan ayrıldı. 1931 yılında 59 yaşında
ölen Selma Rıza’ın kaleme aldığı iki romanı var.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLK KADIN BAKANI
Cumhuriyet döneminin ilk kadın bakanı, 1971 yılında kur****
partilerüstü Nihat Erim Hükümeti’nde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı
olarak görev alan Prof. Dr. Türkan
Akyol, Başbakan Nihat Erim tarafından parlamento dışından atanmıştı.
Bakanlığının sekizinci ayında hükümet içinde çıkan anlaşmazlıklardan
ötürü 11 Bakan ile birlikte görevinden istifa eden Akyol, istifasının
ardından Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’ne seçildi ve
1983 yılında SODEP’in kurucusu olarak siyasete atıldı. Halen serbest doktorluk yaparak yaşam sürdürmektedir.
İLK KADIN BÜYÜKELÇİ
Filiz Dinçmen, 1939 Zonguldak doğumlu. Ankara Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra;
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan Dinçmen 1961 yılında
Dışişleri Bakanlığı, BM Dairesi 3. katibi oldu. 1982 yılında Hollanda
Lahey Büyükelçisi olan Dinçmen,
1984 yılında Strasbourg’da Avrupa Konseyi Türkiye Daimi Temsilcisi oldu.
1988 yılında ise; bakanlığın ilk kadın müsteşar yardımcısı ve 1991
yılında bakanlık sözcüsü oldu. Filiz Dinçmen’e göre kadın katkısı
olmazsa ülke kalkınamaz. Kadınların Türkiye’de tüm haklara ulaşması ve
toplumun gelişmesine, kalkınmasına yardımcı olmaları, bu yolda
sorumluluk yüklenmeleri bir zorunluluktur.
İLK KADIN MÜZECİ
Türkiye’nin ilk kadın müzecisi Seniha Sami’dir. Türkiye’de
Batılılardan sonra;başlayan müzecilikte Cumhuriyet tarihinin ilk
uzmanlık görevini alan kadın müzeci Seniha Sami’nin ailesinden gelen bir
birikimi vardı. 1886 yılında dünyaya gelen Seniha Sami, küçük yaşlarda
Türkçe’nin yanı sıra İngilizce, Fransızca ve Farsça’yı öğrendi.
Atatürk’ün Cumhuriyet’in ilk yıllarında eğitime yön vermek üzere
Amerika’dan getirttiği profesörlerin eserlerini tercüme eden Seniha
Sami, Topkapı Sarayı Müzesi’nin yönetimine atanarak ilk kadın müzecimiz
olmuştur.
İLK KADIN MİLLETVEKİLİ
Seçilme hakkını kullanan ilk kadın olan Benal Arıman, 1935 yılında
Atatürk’ün meclisinde bileğinin hakkıyla kazanan ilk kadın
milletvekilidir. İzmirli gazeteci Tevfik Nevzat Bey’in kızıdır. Sorbonne
Üniversitesi’nde edebiyat eğitimi alan Arıman, daha sonra İzmir’de Halk
Partisi’nde görev almış, kadınların partilere girmediği o yıllarda,
latin alfabesinin öğrenilmesi ve yaygınlaşabilmesi için çaba harcıyordu.
Daha sonra, milletvekili seçilen Arıman, belediye ve parti üyeliğinden
sonra, bir kadın olarak konumundan ötürü hiçbir rahatsızlık yaşamamış
olduğunu dile getirmektedir. 16 yıl süreyle kadın milletvekili olarak
görev yapan Benal Arıman, hamileliği döneminde yıllık izinlerini
kullanıp gizlice doğum yapmış ve hamileliği esnasında TBMM’de
bulunmamayı uygun görmüştür.
İLK KADIN HEMŞİRE
Esma Deniz, 1924 yılında Amerikan Hastanesi Hemşirelik okulunu
bitirmesinin ardından, Amerika’da New York Columbia Üniversitesi,
Teachres Colege’e giden Deniz, 1929 yılında mezun olduktan sonra, bir
yıl Amerika’da kalarak çalışmasının ardından yurda dönerek hemşireliğini
sürdürdü. Esma Deniz, 73 yılını hemşireliğe adadı. 95 yaşında hayata
gözlerini yuman Deniz, 1943 yılında açılan Türk Hemşire Derneği’nin
kurucularından olup bu derneğin 18 yıl süreyle başkanlık görevini
üstlendi. Türk hemşirelerini Uluslararası Hemşireler Birliği’nde temsil
eden Esma
Deniz, Türkiye’nin Toplum Sağlığı Hemşiresi ünvanına sahipti. Kızılay
Özel Hemşirelik Lisesi’nin organizasyonunda görev aldı. Florence
Nightingale Hemşirelik Okulu’nun kurulmasına da katkılarda bulunmuştu.
Türk kadınının ilkleri
Yayınlandığı ilk günden bu yana büyük ilgi gören kadın dergisi Biba,
ekim sayısında yine birbirinden çarpıcı konularla dolu. Biba, son
sayısında Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihe adını yazdırmış kadınlarını
inceledi. İlk kadın muhtardan belediye başkanına, ilk tiyatro
sanatçısından ilk güzellik kraliçesine kadar, Türk kadınının tüm
‘‘ilk’’lerini inceleyen Biba’da Mustafa Sandal’la yapılmış sıradışı bir
röportaj da var. Cumhuriyet tarihindeki ilk kadınlar şunlar:
İlk alfabenin yazarı: Melahat Uğurkan
İlk avukat: Süreyya Ağaoğlu
İlk bakan: Prof. Dr. Türkan Akyol
İlk başbakan: Prof. Dr. Tansu Çiller
İlk belediye başkanı: Müfide İlhan
İlk büyükelçi: Filiz Dinçmen
İlk Danıştay Başkanı: Füruzan İkincioğulları
İlk Danıştay üyesi: Şükran Esmerer
İlk diş hekimi: Ferdane Bozdoğan Erberk
ilk doktor: Safiye Ali
İlk dünya güzeli: Keriman Halis
İlk eczacı: Rukiye Kanat Arran
İlk emniyet müdürü: Feriha Sanerk
İlk hakim: Suat Berk
İlk hazine genel müdürü: Aysel Gönül Öymen
İlk hemşire: Esma Deniz
İlk hesap uzmanı: Müşerref Çallılar ve Güzide Amark
İlk heykeltıraş: Sabiha Bengütaş
İlk hukukçu: Beraat Zeki Üngör
İlk jet pilotu: Leman Altınçekiç
İlk karakol amiri: Nevlan Kulak
İlk kaymakam: Özlem Bozkurt
İlk kimyacı: Remziye Hisar
ilk makinist: Seher Aytaç
İlk milli eğitim müdürü: Güler Karakülah
İlk milli maç hakemi: Lale Orta
İlk muhtar: Gül Esin
İlk müzeci: Seniha Sami
İlk opera sanatçısı: Semiha Berksoy
İlk orman mühendisi: Binnaz Zehra Sert
İlk otomobil yarışçısı: Samiye Morkaya
İlk petrol mühendisi: Halide Ural Türktan
İlk pilot: Sabiha Gökçen
ilk polis memuru: Betül Diker
İlk profesör: Dr. Fazıla Şevket Giz
İlk radyo spikeri: Emel Gazimihal
İlk savcı: Tüzünkan Koçhisaroğlu
İlk sayıştay üyesi: Fehrunisa Etmen
İlk senatör ve elçi: Adile Ayda
İlk sendika başkanı: Dervişe Koç
ilk subay: Ülkü Sema Toksöz
İlk TBMM başvekili: Neriman Neftçi
İlk Türkiye güzeli: Feriha Tevfik
İlk TV spikeri: Nuran Devres
İlk vali: Lale Aytaman
İlk veteriner: Sabire Aydemir
İlk yargıtay üyesi: Melahat Ruacan
İlk yüksek mahkemesi başkanı: Firdevs Menteşe
ilk yüksek mimar: Münevver Gözeler
İlk yüksek mühendis: Sabiha Ecebilge
Cumhuriyet tarihinin ilk güzellik kraliçesi 1929 yılında yapıldı ve Feriha Tevfik kraliçe seçildi. İlk kadın vali Lale Aytaman.
İlk kadın bakan Türkan Akyol. Cumhuriyet tarihinde ilk kez sahneye çıkan
kadın sanatçı Bedia Muvahhit Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen, aynı
zamanda cumhuriyetin ilk kadın pilotu unvanını taşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder