Tarihi
ve kültürel zenginliği, kalabalık nüfusu, dinamizmi, gece-gündüz ve iş
yaşamının yanı sıra sorunlarıyla da dünyanın önde gelen metropolleri
arasında sayılan İstanbul, semt isimleri ve bunlarla ilgili anlatılan
efsanelerle de dikkati çekiyor.
İSTANBUL – 9 ayrı dil ve
kültürde 33 farklı isimle anılan İstanbul’un eski semtleri de adlarını,
halk arasında veya tarih kitaplarında anlatılan ilginç olaylardan
alıyor.
KENTİN 33 İSMİ
Çeşitli
dil ve medeniyetlerde farklı şekillerde adlandırılan İstanbul,
Grekçe’de “Vizantion”, Latince’de “Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova
Roma”, Rumca’da “Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis,
Kalipolis”, Slavca’da “Çargrad, Konstantingrad”, Vikingce’de
“Miklagord”, Ermenice’de “Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli”,
Arapça’da “Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma”, Selçuklular’da
“Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul” ve Osmanlıca’da
“Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol,
Darü’s-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü’l-Hilafetü’l Aliye,
Payitaht-ı Saltanat, Dergah-ı Mualla, Südde-iSaadet” gibi bilinen farklı
33 isme sahip.
“Aksaray”ın, Fatih
Sultan Mehmet’in sadrazamı İshak Paşa’nın İç Anadolu Bölgesi’ndeki
Aksaray’ı ele geçirdikten sonra o bölgede yaşayanları buraya gönderdiği
ve semtin adının buradan geldiği, “Ahırkapı”nın, Marmara Denizi’nin
kıyısında yer alan ve padişah atlarının bulunduğu “Has Ahır”ın 7
kapısından birisinin bu semtte bulunmasından kaynaklandığı biliniyor.
“Aşiyan” isminin, Tevfik Fikret’in burada bulunan ve Farsça’da “kuş yuvası” anlamına gelen “Aşiyan” adlı evinden, “Bağlarbaşı”nın ise dönemin ünlü bağ ve bahçelerin burada yer almasınedeniyle bu adı aldığı belirtiliyor.
“Bebek” ile ilgili
olarak anlatılan 2 rivayetten birinin, Fatih Sultan Mehmet’in bölgeyi
koruması için gönderdiği bölükbaşının “Bebek” lakaplı olması, diğerinin
ise “padişahın semtteki bahçesinde gezerken yılan görüp korkan
şehzadesine ‘bebek’ demesi ve bundan sonra bahçesinin ‘Bebek Bahçesi’
olarak anılması” olduğu anlatılıyor.
“Beşiktaş” ismiyle
ilgili anlatılan 2 rivayetten biri, semtin ismini Barbaros Hayrettin
Paşa’nın gemilerini bağlamak için diktirdiği 5 taştan aldığı, diğeri de
burada yaptırılan kiliseye Kudüs’ten getirtilen beşik taşından geldiği
yönünde.
“Beyazıt” adının ise Sultan II. Beyazıt’ın semtte kendi ismiyle anılan bir külliye yaptırmasından geldiği biliniyor
“BAKIRKÖY, ATATÜRK’ÜN ÖNERİSİ”
Diğer bazı semtlerle ilgili anlatılan olaylar da şöyle:
Beyoğlu:
Semt adını, İslamiyet’i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus
prensinden veya ‘Bey Oğlu’ diye anılan Venedik prensinin burada
oturmasından aldı.
Bakırköy:
Bizans döneminde ismi ‘Makri Hori’ olan semt, 14. yüzyılda Osmanlı
topraklarına katıldıktan sonra ‘Makriköy’ olarak anılmaya başlandı.
Cumhuriyet’in kurulmasının ardından Türkiye sınırları içerisinde kalan
yabancı kökenli isimlerin değiştirilmesi sırasında Atatürk’ün isteğiyle
semt, Bakırköy adını aldı.
Çatladıkapı:
Bizans döneminde yapılan surların ‘Sidera’ adlı kapısı, 1532’de yaşanan
depremde çatlayınca, hem semt, hem de kapı bu isimle anılmaya başlandı.
Çemberlitaş:
Bizans’ın en önemli meydanlarından Constantinus Forumu’nun büyük
sütunlarından birisi olan Çemberlitaş, bulunduğu bu semte adını verdi.
Feriköy:
Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan ‘Madam Feri’ye bölge toprakları bağışlandı ve semtin ismi bu şekilde oluştu.
Galata:
‘Gala’ kelimesi Rumca’da ‘süt’ anlamı taşıyor ve semtteki süthanelere
gönderme yapılarak ‘Galata’ ismi türetildi. Diğer bir anlatıya göre de
bu isim, İtalyanca’da ‘denize inen yol’ anlamına gelen ‘galata’
kelimesinden geldi.
Taksim:
Kelime anlamı ‘dağıtım’ olan Taksim adının, Osmanlı döneminde suyun halka dağıtıldığı yer olmasından kaynaklandı
Teşvikiye: İsmin,
Sultan Abdülmecit’in, bölgede yeni bir mahalle kurulması için teşvikte
bulunmasından geldiği ve bu durum, Rumeli ile Valikonağı caddelerinin
kesiştiği noktada bulunan bir taş kitabede de belgelendi
Üsküdar:
Bizans’ın ‘Skutari’ denilen ve şehrin Anadolu yakasında bulunan askeri
birliklerinden gelen ‘Skutarion’dan gelen bu isim zamanla değişerek
Üsküdar’a dönüştü.
Veliefendi:
Şeyhülislam Veli Efendi’nin sahibi olduğu topraklar üzerine kurulan hipodrom, semte de Veliefendi ismini verdi.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder