ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİNİN TARİHÇESİ
Mühendislik tarihinin medeniyet
tarihi ile aynı olduğu söylenebilir. 19. Yüzyılda bilim ve mühendislikteki
gelişmelerin yanı sıra buhar gücünden de yararlanmanın sonucunda endüstri
devrimi gerçekleşmiştir. Endüstri devriminin başlangıcı buhar enerjisinin
mekanik enerjiye dönüştürüldüğü 1776 yılı kabul edilir. Bu tarihte bir İskoç
olan James Watt buharlı motoru bulmuştur. Bu yıla kadar üretim, usta ya da
sanatkar olan kişilerin bir ürünün tüm parçalarını ayrı ayrı sezgi ve
deneyimlerine dayalı işlemesi ve bu parçaların birleştirilmesi şeklinde
gerçekleştirilmiştir.
James Watt’ın buluşu ile büyük
mekanik güçlerin üretimde kullanılması mümkün olunca 1776 yılından itibaren
önce ABD ve İngiltere’de olmak üzere fabrika sistemleri kurulmaya başlanmıştır.
İlk fabrikalar tekstil ve metal işletme alanlarında olmuştur.
Endüstri Mühendisliği’nin temelleri
1750 ve 1850 yılları arasında özellikle işbölümü kavramı ile ortaya atılmıştır.
1750 yılına kadar aynı kişi işi planlar, malzeme ve takımını, tertibatını
seçer, temin eder, işlemini ve kontrolünü yapardı. 1776 yılında İngiltere’de Adam
Smith yayınladığı ‘The Wealth Of Nations’ adlı kitabında üretimde iş
bölümünün ekonomik yararlarından söz ederek fabrika sistemine yönelik bir model
önermiştir. İskoçya’da bir tekstil imalatçısı olan A. Robert Owen (1771-1858)
1813 yılında yayınlanan “Fabrika Yöneticilerine Sesleniş” adlı kitabında da
işçilere de en az makinalar kadar önem verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde matematik profesörü olan Charles W.
Babbage’ın “Economy of Machinery and Manifacturers” isimli kitabında iş
öncesi eğitimin gerekliliği, iş analizi ve iş bölümü, standardizasyon, ücret
sistemleri ve işçi-işveren ilişkilerinin geliştirilmesi konularından
bahsetmiştir. Ayrıca günümüz bilgisayarlarının geliştirilmesine önemli katkıda
bulunan Fark Makinası (Difference Engine) adını verdiği dört aritmetik işlemi
grçekleştirebilecek bir makine geliştirmiştir. ABD’de bir askeri tersanenin
yöneticisi olan yüzbaşı Henry Metcalfe (1847-1917) tarafından yazılan “İmalat
Maliyeti ve Kamu ve Özel Atölyelerin
Yönetimi” isimli kitapta gözlem ve deneylerin kaydedilmesini ve bunu
yöneticilerin bir rehber olarak kullanmalarını önermiştir. Bir yıl sonra Henry
Robinson Towne (1844-1924) trafından Amerikan Makine Mühendisleri
Derneği’ne (ASME) daha kapsamlı bir öneride bulunulmuştur. Çeşitli şirketlerin
yöneticileri arasında bilgi ve deneyim alışverişi sağlayacak bir organizasyonun
ASME gerçekleştirilmesini istemiştir. Yale ve Towne Manufacturing şirketinin
kurucusu olan Towne teşvikli ücret (prim) sistemleri üzerinde çalışmalar
yapmıştır. Henry Ford ise otomobil montajında konveyor kullanımı
ve üretim hattı konularında çalışmıştır.
19. yüzyılda endüstri devriminin
oluşumuyla planlama, örgütleme ve yönlendirilmesi daha zor olan ve yönetimi
için özel beceriler gerektiren üretim sistemleri geliştirilmeye başlanmıştır.
İnsan, makine, malzeme ve paradan oluşan sistemlerin tasarım, geliştirme ve
kuruluşuyla ilgilenecek ve özellikle sistemin insan boyutuna da önem verecek
bir mühendislik dalına ihtiyaç doğmuştur. Bunun sonucunda endüstri mühendisliği
konusunda çalışmalar başlamıştır.
Endüstri mühendisliği konusunda ilk
disiplinli çalışmalar 1856-1915 yılları arasında yaşayan ve çoğunlukla endüstri
mühendisliğinin kurucusu olarak kabul edilen bir Amerikalı makine mühendisi
olan Frederick W. Taylor ile olmuştur. Taylor, fabrikada bizzat çalışan,
sürekli gözlem ve analiz yapan, düşündüklerini uygulayan ve geliştiren bir
kişidir. Taylor’ın çalışmaları 1881’de metal kesimi konusuyla başlamış, ve 25
sene devam etmiştir. 1907 yılında 200 sayfalık bir makale yayınlamıştır. Bu
çalışmanın yapılmasından önce kesici şekli hızları ve ilerleme miktarları
deneyimlere göre belirleniyordu. Bu çalışma sayesinde Taylor ve yardımcıları
söz konusu belirleme işine bilimsel bir nitelik kazandırmışlardır. Taylor’ın
_
İşlerin
daha kolay, daha etkin ve verimli yapılabilmesi için yeni iş metodları
bulunmasına yönelik Metod Etüdü,
_
İşlerin
işlem sürelerinin belirlenmesine yönelik Zaman Etüdü,
_
İş
bölümü, işçilerin yapacakları işe göre seçimi ve eğitilmesi, işçi-işveren
ilişkileri, planlama ve kontrol fonksiyonlarının işçiler tarafından değil
yönetim tarafından gerçekleştirilmesi konularına çok önemli katkıları olmuş ve
bilgi ve deneyimlerini “Shop Management and The Principles of Scientific
Management” isimli kitabında toplamıştır.
Russel Robb (1864-1927) “Amaç ve
Şartlarla Etkilenen Organizasyon” isimli eserinde askeri organizasyonların
işletme organizasyonları için de uygun olabileceğini organizasyonların
ulaşılmak istenen amaçlarla yakından ilgili olduğunu belirtmiştir.
Fultarrington Emerson (1853-1931) “Verimliğin 12 İlkesi”
adlı kitabında yapılan işlerin amaçları açıkça bilindiğinde çok daha başarılı
olacağını savunmuş; Santa Fe demiryolu çalışmalarında atölye işlerini
düzenleyip standart maliyet yöntemi uygulayarak şirkete 1 milyon dolardan fazla
bir ekonomi sağlamıştır.
Alexander Hamilton Church (1866-1936) ve Leon Pratt Alford (1877) Taylor’un
çalışmalarını daha da derinleştirerek fiziksel çalışma şartları ve çalışma
morali arasındaki ilişkileri incelemişlerdir.
Mühendis Frank B.Gilbreth(1868-1924)
ve eşi psikolog Lilian Moller Gilbreth tarafından insanın temel
hareketleri sınıflandırılmış ve bunlara
soyadlarının ters yazılışı olan Therblig
Sembolleri adını vermişlerdir.
Daha ayrıntılı çözümler için “Mikro
hareket etüdü” geliştirmişlerdir.
Taşıma, tutma, arama, monte etme vb. gibi iş hareketleri 17 adet Therblig sembolüyle ifade edilerek işi yapmanın en iyi
metodunun belirlenmesinde ve iş eğitimlerinde bu sembollerin
kullanılması önerilmiştir. Geliştirdiği bu teknikler inşaat, kanal yapımı,
eğitim, tıp ve savunma konularında
uygulanmış; insan faktörüne daha fazla önem vermiştir.
Henry Laurence Gannt ( 1861-1919) Gannt kendi ismini
verdiği şemasında yapılacak işlerin birbirine göre zaman ve öncelik ilişkisini
göstermiş ve teşvikli ücret sistemini geliştirmiştir.
Carl Barth :Taylor’un Midvale Steel
firmasındaki yardımcılarından bir
matematikçidir. Metal kesimi ile ilgilenmiş ve özel amaçlı bir sürgülü hesap cetveli geliştirmiştir.
Zaman etüdünde yorgunluk toleransının
belirlenmesi konusunda çalışmalar yapmıştır.
Marris L Cooke yerel yönetimlerdeki
uygulamalarıyla, Dwight W. Merrick zaman etüdü ve teşvikli ücret
sistemlerindeki uygulamalarıyla tanınmışlardır.
İlk endüstiriyel düzeyde endüstri
mühendisliği uygulamaları ABD işletmeleri tarafından yapılmıştır. Teşvikli
ücret sistemi 1898 Western Elektrik Şirketi’nde, kâra katılım, teşvik sistemi
1908’te Procter and Gamble şirketinde; maliyetlendirme, kalite kontrol, planlı
bakım, teşvikli ücret ve iş değerlendirme sistemleri 1912-1914 yıllarında
Armstrong Cork şirketinde uygulanmıştır.
1914’te Eli Lilly ile 1917’de
Cow Chemical şirketlerinde iş etüdü ve iş değerlendirme sistemleri
uygulanmıştır. Bu arada Fransa’da Henry Fayol (1841-1925) önderliğinde
bir grup planlama, organize etme, koordine etme, yürütme ve motive etme
şeklindeki yönetim fonksiyonlarını tanımlamışlardır.
1933 yılında endüstri mühendisliği
alanındaki ilk doktora tezi Metod ve Zaman Etüdü adıyla kitap haline getirilen
Ralph M. Barnes ‘a aittir.
H. Munsterberg
1913 yılında yayınlanan “Psikoloji ve Endüstriyel Verimlilik” adlı
kitabında çalışanların iş yerlerindeki sosyal ve psikolojik özellikleri
incelenmiştir.
Dr. Walter Shewart 1924
yılında istatistiği mühendislik çalışmalarına uygulamıştır. Ürün kalitesinin
ekonomik şekilde kontrolü amacıyla kullanılması teorisi “Economic Control Of
The Quality Of Manufactured Product” adlı kitabında toplanmıştır. Günümüzde
istatistik, kalite kontrol, istatistik proses kontrol kalitenin güvence altına
alınmasında kullanılan en önemli tekniktir.
2. Dünya Savaşı süresi ve sonrasında
gelişen endüstri mühendisliği konuları:
_
Zaman
etüdü
_
İş
basitleştirilmesi
_
Kalite
kontrol
_
Ücret
yönetimi
_
İş
değerlendirme
_
Teşvikli
ücret (prim) sistemleri
_
İş
yeri düzenleme ve malzeme taşıma sistemleri
_
Üretim
planlama ve kontrol
idi. Bu konular günümüzde klasik endüstri
mühendisliği olarak adlandırılır. 1948 ilk meslek kuruluşu olarak Ohio
Colombus’ta Amerikan Endüstri Mühendisleri enstitüsü kuruldu.
Endüstri mühendisliği alanındaki çok
önemli bir diğer gelişme matematiğin bilimsel yönteme uygulanmasıdır. Her ne
kadar F. W. Taylor ekonomik takım (takım
tezgahlarında kullanılan) ömürlerinin belirlenmesinde, F. H. Harris (1914)
ekonomik imalat miktarlarının saptanmasında, F. E. Raymont (1931) envanter
kontrolü modellerinde ve E. L. Grannt ve G. W. Ireson (1930) mühendislik
ekonomisi formüllerinde matematikten yararlanmışlarsa da en yoğun gelişme 2.
Dünya Savaşı sırasında olmuştur. Matematik, fizik, olasılık ve diğer sayısal
analizle ilgili bilimlerin, savaş yönetimindeki kararların alınmasına yardımcı
olarak kullanıldığı ilk savaştır. İngiltere’de 1940’ta yöneylem araştırması askeri
problemlerin çözümünde uygulanmıştır. Aynı yaklaşım 1942’de ABD silahlı
kuvvetlerinde de uygulanmıştır.
Yöneylem araştırması yaklaşımının
savaş sırasında başarılı olması savaş sonrası ABD ve İngiltere öncülüğünde
olmak üzere işletme yönetimi problemlerinde kullanılmaya başlanmıştır.
Günümüzde yaygın olarak kullanılan doğrusal programlama,doğrusal olmayan
programlama, dinamik programlama teknikleri bu yaklaşımın oluşturduğu
tekniklerdir.
1947 yılında Norbert Wiener
tarafından ortaya konan sibernetik biliminin de endüstri mühendisliğine önemli
katkıları olmuştur.
1951 yılında L. Von Bertalenffy
sibernetiğin tüm sistemlerin ortak bir özelliği olduğunu göstermiştir. 1962
yılında J. Forrester’in geliştirdiği “Endüstri Dinamiği” adlı modelde
yöneticilere değişen şartlara göre seçebilecekleri uygun karar ve politikalar
üretilmektedir.
Endüstri mühendisliğinin gelişiminde
en büyük katkıyı elektronik bilgisayarlar sağlamıştır. Bilgisayarların işletme
yönetiminde kullanılması, yönetim bilişim sistemi konusu olmuştur. 1954 yılında
piyasaya çıkan ilk ticari amaçlı bilgisayarları günümüze kadar çeşitli
konularda gelişmiş yenileri takip etmektedir.
Endüstri mühendisliği konusunda
1950-1980 yılları arasındaki gelişme daha ziyade çalışanların motivasyonu
üzerine olmuştur. Genellikle Japonya’da gelişen bu yaklaşımlardan bazıları
Kalite Kontrol Çemberleri (geliştirme ve
iyileştirme grupları olarak da adlandırılmaktadır), Toplam Kalite Yönetimi
(Total Quality Management), Çalışma Hayatı Kalitesinin İyileştirilmesi (Quality
Of Work Life), Toplam Üretken Bakım (Total Productive Maintenance) dır. Ayrıca
Tam Zamanında Üretim (Just İn Time Production), Üretim Kaynakları Planlaması
(Manufacturing Resource Planning MRP-2 ), Sıfır Hata ( Zero Defects)
programları yine endüstri mühendisliği ile ilgili gelişmelerdir.
ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİNİN GELİŞİMİNDE
ROL OYNAYAN KİŞİLER
ADAM SMITH (1723-1790)
İskoçyalı ekonomist ve filozof olup
Glasgow ve Oxford üniversitelerinde eğitim görmüş; Glasgow Üniversitesinde
ahlak felsefesi profesörü olmuştur. Klasik iktisat okulunun kurucusudur. “The
Wealth Of Nations” adlı kitabı endüstri mühendisliğine yaklaşım ve esaslarına
yönelik ilk çalışmadır. Endüstri devrimi öncesi “iş bölümü”, yani bir ürünün
üretimi ile ilgili farklı özellikteki işlerin birbirlerinden ayrılarak farklı
kişiler tarafından yapılması ile verimliliğin artacağı fikrini ortaya atmıştır.
Fabrika sistemi modelini önermiştir. Tam rekabet sistemine güvenmekte v bu
sistemin kaynakların optimum dağılımına yol açacağına inanmaktadır. Ekonomik
büyümede iş bölümü, sermaye birikimi, toplumsal, kurumsal, hukuksal çerçevenin
doğru yapıda olması gerektiğini savunmuştur.
ROBERT OWEN (1771-1858)
İdealist, sosyalist okula mensup bir
İngiliz iş ve fikir adamıdır. İşçi olarak başladığı tekstil fabrikasının
müdürlüğüne kadar yükselmiştir. Önce işverenler nezdinde teşebbüse geçmiş ve
işçilere sosyal yardımlarda bulunmalarını tavsiye ve teşvik etmiştir. Daha
sonra sosyal fikirlerini gerçekleştirebilmek için bizzat harekete geçen R. Owen
İskoçya’da ve ABD’de komünist koloniler kurmuştur. Ancak bu teşebbüsleri tam
bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Buna rağmen fikirlerinin doğruluğundan şüphe
etmeyen R. Owen Birmingham’da iş mübadelesi esasına dayanan bir mağaza
açmıştır. Burada her üretici kendi ürününü diğer mallarla değiştirdiğinden
işçi-işveren kavramlarının tamamen ortadan kalkacağını düşünmüştür. Fakat bu
teşebbüs de kesin bir fiyaskoyla sonuçlanmış, satılmayan bir yığın mal
mağazanın depolarını doldururken, aynı yerde günlük ihtiyaç maddeleri bulunmaz
olmuştur.
Uygulamadaki başarısızlıklarına
rağmen Robert Owen fikirleri itibariyle bir çok sosyal gelişmenin öncülüğünü
yapmıştır. Sermayenin kârını ortadan kaldırmak arzusu sonraki yıllarda başlayan
kooperatifçilik hareketinin esasını teşkil etmiştir. Ayrıca işçilerin korunması
için iş yeri seviyesinde tedbirler alınmasını istemesi ve kanun koyucuları bu
hususta müdahalelerde bulunmaya çağırması kendisine ilk büyük sosyal siyasetçi
sıfatını kazandırmıştır. Hatta işçilerin sadece ulusal seviyede değil, uluslar
arası planda da korunması gerektiği fikrini Avrupalı devlet adamlarına telkin
etmiştir. Bu bakımdan Robert Owen, Uluslar arası Çalışma Teşkilatının (İLO)
fikir babasıdır.
CHARLES W. BABBAGE (1792-1871)
İngiliz matematikçi ve ilk otomotik
sayısal bilgisayarı tasarımlayan mucit. Hesap makinalarını gerçekleştirmeyi
sağlayan ilk incelemeleri yapmıştır. Bilgisayarların bilimsel temeli de onun
araştırmalarıdır (1830). Üretimin çeşitli yönleri v özellikle imalat düzeni ile
ilgilendi. Bu konudaki çalışmalarını 1832 yılında “İş Tezgahları ve İmalatın
Ekonomisi” adlı bir kitapta topladı. İş bölümünün yararını ve bundan elde
edilen ekonomik yarara işaret etti. Adam Smith’in iş bölümü konusunu daha
bilimsel bir şekilde inceledi. Toplu iğne yapımındaki işlemleri 7 temel işleme
ayırıp her işleme harcanan zaman ve bu işlemin hangi seviyede bir işçi
tarafından yapılacağının belirlenmesi ile ilgilendi ve iş bölümünün yalnız
üretimi artırıcı bir yol olmakla kalmadığını aynı zamanda “İmalat Maliyeti” ni
de son derece düşürücü bir sistem olduğunu ortaya koydu. Böylelikle çalışanlara
işe kattıkları oranda bir ücret ödeme fikrini geliştirmiş oldu.
HENRY METCALFE (1847-1917)
İmalat Maliyeti Ve Kamu Ve Özel
Atölyeleri Yönetimi isimli kitapta gözlem ve deneylerin kaydedilip bunu
yöneticiler tarafından rehber olarak kullanılması gerektiğini savunmuştur.
Maliyet ve malzeme kontrolünün önemine değinmiştir.
HENRY ROBINSON TOWNE (1844-1924)
Yale and Towne Manufacturing şirketinin
kurucusudur. Amerikan Makine Mühendisleri Derneği (ASME)’ye başvurarak çeşitli
şirketlerin yöneticileri arasında bilgi ve deneyim alışverişi sağlayacak bir
organizasyonun ASME tarafından gerçekleştirilmesini istemiştir. Ayrıca teşvikli
ücret (prim) sistemi konusunda çalışmalar yapmıştır.
FREDERİCK WİNSLOW TAYLOR
Endüstri
mühendisliğinin kurucusu sayılan Amerikalı mühendis Taylor bilimsel işletme
sistemini (Taytorizm) kurdu. Taylor'ın işbölümü anlayışı, üretimde bant
sistemine geçişin (1913) temelini attı; bu sistem günümüzde insancıl olmayan
bir çalışma dünyasının tipik örneği sayılmaktadır.
Taylor
bir avukatın oğlu olarak Philadelphia'da dünyaya geldi. Önceleri babasının
izinden gitmeyi düşünen Taylor,1872'de New Hampshire'deki Phillips Exeter
Akademisi'ne yazıldı. Ne var ki, bu okulda derslerinde gösterdiği başarıdan
çok, beyzbol alanındaki üstün performansıyla göze battı. Harvard
Üniversitesi'nin giriş sınavını kazandıktan sonra, geçirdiği ağır bir göz
rahatsızlığı yüzünden eğitimine ara vernıek zorunda kaldı. Görmesi 1875'te
düzelince Taylor, Philadelphia'da bulunan bir çelik fabrikasında makine
ustalığı ve zımba model üretimi alanlarında staj gördü.
1881'den
Sonra: Zaman ve Hareket Araştırmaları Taylor 1878'de Midvale Steel Company'ye
(Çelik Şirketi) işçi olarak girdi. Kısa zamanda grup şefliğine ve sonunda
birinci usta başılığa yükseldi. Boş zamanlarında spor yapan Taylor, 1881'de
çiftlerde ABD Tenis şampiyonu oldu. Hırslı bir kişiliğe sahip olan Taylor, gece
derslerine devam ederek Stevens, Teknoloji Enstitüsü'nden 1883'te makine mühendisliği
diplomasını aldı. Ertesi yıl Midvale şirketinde başmühendisliğe getirildi ve
burada kenditasarılarına uygun bir makine atölyesi kurdu. Yine 1984'te Louise
Spooner ile evlenerek üç üvey çocuk sahibi oldu.
Geliştirdiği
40'tan fazla makinenin patentini alan Taylor'un, bir mucit olarak kariyer
yapması mümkünken, ilgi alanı çalışmanın rasyonelleştirilmesine yönelikti.
Ustabaşı olarak çalıştığı dönemde bile, çalışma sürecini zaman ve hareket
araştırmaları (1891'den sonra) sayesinde ayrıntılı bir biçimde incelemiş ve
büyük bir zaman kaybının söz konusu olduğunu saptamıştı. Her işçinin en etkin
biçimde çalıştırılması üzerine hesaplar yaptı. Çalışma sürecini, zamanı
hesaplanmış belirli küçük işlere ayırmayı önerdi.
1901: Meslek Hayatından Ayrılması Taylor 1890'da
Manufacturing Investment Company'ye yönetici olarak girdi ve burada üç yıl
çalıştı. Ardından,1901'e kadar çeşitli işletmelerde mühendis olarak çalıştı ve
bu dönemde başkaları yanı sıra pik demirin elde edilmesine ve işlenmesine
ilişkin metotları denedi ve yüksek hız çeliğini geliştirdi. 45 yaşına
geldiğinde, artık çalışmasına gerek bulunmadığını ileri sürerek düzenli meslek
yaşamına son verdi. İş hayatından çekilmesinin bir nedeni de sağlığının
bozulmuş olmasıydı.
1911: Bilimsel Yönetim İlkeleri Taylor 1903'ten sonra
bilimsel şirket yönetimi kavramı üzerinde çalıştı ve bu araştırmalarınım
sonucunu 1911'de The Principles of Scientifıc Management (Bilimsel Yönetimin
İlkeleri) adı altında yayınladı. Taylor ba yapıtında topladığı çalışmalarına
dayanarak çalışma gücünün daha etkin bir hale getirilmesi için öneriler sundu.
Buna göre işgücünün, düşünmeyi gerektirmeyen ya da çok az düşünülerek
yapılabilen en ufak, yinelenen birimlere bölünmesi lazımdı. Böylelikle gereksiz
hareketler ve gizli ara vermeler önleyebilecekti. Taylor ayrıca personel
seçimine ve daha iyi bir denetlemeye ilişkin önlemlerin alınmasını önerdi. İş
bölüşümünü ve koordinasyonunu işlev denetçileri. düzenlemeliydi. Kendisini bir
reformcu olarak gören Taylor,işçilerin çalışmalarına göre ayarlanan ücretlerle
motive edilmesini istiyordu
“Amaç
ve Şartlarla Etkilenen Organizasyon” isimli eserinde askeri organizasyonların
işletme organizasyonları için de uygun olabileceğini, ancak organizasyonların
ulaşılmak istenen amaçlarla yakından ilgili olduğunu savunmuştur.
FRANK
BUNKER GILBRETH (1868-1924) & LILIAN MOLLER GILBRETH
Amerikalı bir çift. Mühendis olan Frank ile psikolog olan
lilian birbirlerinin bilgilerinden yararlanarak ve özellikle taylor’ın
yazılarından etkilenerek bir işin yapılmasında en etkin ve verimli hareketlerin
(özellikle insan açısından en kolay) neler olduğu konusunda tam bir takım
çalışması oluşturmuşlardır. Bu çalışmada taşıma, tutma, arama, monte etme gibi
iş hareketleri 17 adet therblig denilen sembollerle ifade edilerek, işi
yapmanın en iyi metodunun belirlenmesinde ve iş eğitimlerinde bu sembollerin
kullanılmasını önermişlerdir. Frank’in geliştirdiği teknikler inşaat, kanal
yapımı, eğitim, tıp ve savunma konularında uygulanmış ve eşinin katkılarıyla
insan faktörüne daha fazla önem vermiştir.
HENRY LAURANCE
GANNT (1861-1919)
Taylor ile çalışmış Amerikalı mühendistir. Taylorizmin sosyal
yönünü geliştirmiştir. İş yönetiminde yararlanılan bir çok grafik
geliştirmiştir. Bunlardan bir tanesi kendi adını taşır. Yapılacak işlerin
birbirlerine göre zaman ve öncelik ilişkisini gösteren Gannt şemasını, standart
üretim miktarı üzerindeki üretimler için işçilere ödenecek bir prim sistemini
(teşvikli ücret sistemini) geliştirmiştir.
RALPH M.
BARNES
Endüstri mühendisliği alanında ilk doktora tezini 1933
yılında ABD Cornell Üniversitesi’nde metod etüdü konusunda yapmıştır. Bu tez
daha sonra Metod ve Zaman Etüdü adıyla kitap haline getirilmiştir.
H.
MUNSTERBERG
Çalışanların iş yerlerindeki sosyal ve psikolojik
özelliklerini inceleyen çalışmalar yapmıştır. 1913 yılında bu konuda “Psikoloji
ve Endüstriyel Verimlilik” isimli kitabı yayınlanmıştır. Bu konu daha sonraları
endüstri psikolojisi, endüstri sosyolojisi, işçi sağlığı ve iş güvenliği,
ergonomi-insan faktörü mühendisliği dalları ile çeşitlenmiştir.
WALTER
SHEWART
1924 yılında ABD’de Bell Telefon Laboratuvar’larında
çalışan doktor Shewart istatistiği üretimin çeşitli noktalarında örnekleme
yaparak ürün kalitesinin ekonomik bir şekilde kontrolü amacıyla kullanmıştır.
"Economic Control Of The Quaşity Of Manufactured Product” isimli kitabı
1931 yılında yayınlanmıştır. Bu konu daha sonra geniş ölçüde kullanılmaya
başlanmıştır.
1914’te
ekonomik imalat miktarlarının saptanmasında matematiğin önemli olduğunu savunmuştur.
1931’de
matematiğin envanter kontrolü modellerinde kullanılmasının yararlı olduğunu
savunmuştur.
1930’da
mühendislik ekonomisi formüllerinde matematikten yararlanmıştır.
NORBERT
WIENER(1894-1964)
Sibernetik biliminin kurucusudur (1947). Bu bilim günümüz
otomatik kontrol ve otomasyonun temel özelliğini gösterir. Veriyi alma, işleme,
bilgi haline dönüştürme ve kullanma safhaları ile geri beslemeli bir çevrimi
ifade eder.
Sibernetiğin tüm sistemlerin ortak bir özelliği olduğunu
göstermiştir (1951). Yani teknolojik sistemlerin yanı sıra yönetim sistemlerinde
de sibernetiğin önemli katkıları olacağını söylemiştir.
1. Sanayi Mühendisliğine Giriş- İ. İlhami
Karayalçın
2. Endüstri Mühendisliğine Giriş –
Mehmet Tanyaş
5. Ana Britannica
6. Ekonomi Ansiklopedisi – Paymaş yayınları
7. Ekonomi Sözlüğü – Milliyet yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder