29 Nisan 2012 Pazar

Teknoloji ve İnsan

TEKNOLOJİ VE İNSAN

İnsanoğlu için vazgeçilmez hale gelen teknoloji, kimi zaman hayatımızı kolaylaştırıyor. Peki, “her şeyin bir bedeli” varsa ve “külfetsiz nimet olamayacağı” belirtiliyorsa, faydalandığımız bu teknolojilerinde iyi-kötü, olumlu-olumsuz bedelleri elbette vardır.
Hızla ilerleyen –hatta hızına yetişilemeyen- teknoloji insanlığın ne derece yararına? “Teknoloji ve insan iletişimi” başlı başına ayrı bir konu... Hatta ders olarak bile okutuluyor. Nedir içeriği: Teknolojinin tarihçesi, bilim ve teknolojideki dönemeçler, teknolojik gerçeklik, gelişen teknolojinin insana ve topluma etkisi, tekno-hayranlık ve teknoloji korkusu…
Teknoloji üzerine çeşitli tanımlar mevcuttur: Bilimsel yöntemlerin kullanılması, sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemleri, bilimsel buluşların yapılması, insandan ve eşyadan kaynaklanan sorunlara bulunan çözümler gibi… Hatta “teknoloji medeniyetin göstergesidir” gibi tanımlar bile yapılmıştır.
Paul Saetller teknolojiyi şöyle tanımlıyor: “Teknoloji, Latince texere fiilinden türetilmiştir; örmek, oluşturmak (construct) anlamına gelir. Birçoklarının düşündüğü gibi, makine kullanmak değildir. Teknoloji, bilimin uygulamalı bir sanat dalı haline dönüşmesidir.” Uygulamalı sanat terimi Fransız sosyolog Jackques Ellul tarafından kullanılmış ve kısaca “technique” olarak isimlendirilmiştir. O, teknolojiyi bir technique uyarınca yapılmış bir makine olarak görmüş ve bu technique’nin ancak küçük bir bölümünün makine tarafından ifade edilebildiğinden bahsetmiştir. Belirli bir teknik sayesinde sadece makinenin değil, bu makineye ait öğretimsel uygulamalarında gerçekleştirilebileceğinden söz etmiştir. Sonuç olarak, davranış bilimi ile öğretim teknolojileri arasındaki ilişki, doğal bilimlerle mühendislik teknolojisi arasındaki ya da biyoloji ile sağlık teknolojisi arasındaki ilişkiyle benzer hatta aynıdır.
 

Meselâ, teknolojinin zararlarından bahsederken, şöyle bir yanıt ile karşılaşabilirsiniz: Nasıl kullandığına bağlı! O halde şu soru geliyor akıllara: Teknoloji mi zararlıdır, yoksa insan mı teknolojiyi zararlı hale getirmektedir? Veya teknoloji mi bizi yönlendiriyor, biz mi teknolojiyi yönlendiriyoruz? Teknolojilerin insan ve çevreye olan zararlarından bahsedildiğinde ortaya çıkan manzara: Tabiat içerisindeki dengelerin bozulması, yediğimiz besinler sonucu ortaya çıkan hastalıklar, insandaki tembellik, sanayi atıkları sonucu meydana gelen kirlilik, kimyasal bombaların ardından yaşanan facialar, katliamlar, felaketler… Demek ki, teknoloji her zaman kolaylık ve mutluluk getirmiyor.
İnsanoğlu bir zamanlar hayal bile edemeyeceği imkânlara sahip artık. Günümüzde hepimiz bazen aynı sesi duyuyoruz: Elektrikler gitse de sohbet etsek! “Nereden geldik, nereye gidiyoruz” sorularıyla yaşayan insanoğlu; çeşitli icat, keşif, buluşlarla merakını gidermeye çalışmıştır. laboratuarların dışına taşan yenilikler, gündelik hayatımızı direk olarak etkilemeyi bilmiştir. Gelişen teknolojiyle birlikte, insanlar arası iletişimlerin mesafe ve sınırları yok ettiği söylenerek, dünyanın küreselleştiği ifade edilmiştir. Bu ne derece doğrudur, tartışılır.
Bugün için insanoğlunun -istemese bile- teknolojinin geldiği konuma uzak davranması ve uzak yaşaması imkânsız gözüküyor. Konuya farklı yaklaşırsak Albert Camus’un bir sözü geliyor akıllara: “Makinelerin çalışmasından gurur duyan, insanların düşünmesinden kuşku duyan bireyler haline geldik.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder