ROMANTİZM (COŞUMCULUK)
1830’lu
yıllarda klasisizme tepki olarak doğmuştur. Victor Hugo’nun “Hernani”
adlı oyunuyla bir edebiyat akımı olarak başarıya ulaşmıştır. 1789’da
fransız İhtilali’yle birlikte derebeylik ve aristokrasi çökmüş; yeni bir
yapılanma ortaya çıkmıştır. Buna bağlı olarak romantizm, yeni duygu,
düşünce ve idealleri anlatmayı amaçlamış, sanatın ve sanatçının
kurallardan kurtulup özgürleşmesini savunmuştur. Avrupa’da o zamana
kadar süregelen Latin ve Yunan hayranlğı yerini Shakespeare, Goethe ve
Schiller hayranlığına bırakmıştır. Klasik öğretinin bütün kuralları
yıkılmış, Latin ve Yunan edebiyatları yerine Hristiyanlık mucizeleri,
milli efsanler işlenmiş; konular ya tarihten ya da günlük olaylardan
çıkarılmıştır.
Tabiat manzaralarının, yerli ve yabancı törelerin
betimlenmesine geniş yer verilmiş, insan psikolojisinin soyut olarak
incelenmesi bırakılarak, insanlar çevrelerinde incelenmiş, insanın
islâhından önce toplumun ıslâhı amacı ön plana alınmıştır. Klasik
edebiyatın akıl ve sağduyuya önem vermesine karşılık, romantizmde hayal
ve fanteziye geniş yer verilmiştir. Yazarlar eserlerinde kişiliklerini
gizlememişler, olaylar karşısında duygu ve görüşlerini açıkça
anlatmışlardır. Romantik şiirde, doğa sevgisi; bireycilik; Ortaçağa,
yabancı ülkelere, Doğu’ya hayranlık; toplumsal geleneklere isyan;
duygulara, doğaüstü güçlere, rüyalara, ihtiraslara bağlılık dikkat
çeker. Zıtlıkların uyumunu ilke olarak benimseyen romantikler hayatı
güzel, çirkin… bütün yönleriyle vermeye çalışırlar. Klasiklerin
önemsediği din duygusuna geniş yer veren romantiklerin kahramanlarının
çoğu dindardır. Din, her şeyin gelip geçici olduğunu söylediği için de
kahramanlar , genellikle kuşkulu, üzüntülü ve karamsardırlar. Edebiyat
dilindeki kalıplaşmış kelimeler yerine, günlük konuşma dilini kullanmayı
benimseyen romantikler, her sınıftan insanı da eserlerine konu olarak
almışlardır. Genel olanın yerine özeli, tipin yerine gözalıcı olanı
seçmişlerdir. Aşk, ölüm, tabiat en belli başlı konular olarak dikkat
çeker. Bu akımda oyun türlerinden dram, edebiyat türlerinden de roman
gelişmiştir. Başlıca temsilcileri: Victor Hugo
(Sefiller. Notre Dame’in Kamburu, Cromwell, Hernani…….) J.Jack Rousseau
(Emile, İtiraflar, Toplum Sözleşmesi) Goethe (Faust) Lamartine
(Greziella) A. Dumas Pere (Üç Silahşörler, Monte Kristo Kontu) A. Dumas
Fils (Kamelyalı Kadın)ýý Alfrede de Musset
(şiirleriyle) Schiller (“Haydutlar” adlı dramı ve denemeleriyle) Lord
Byron (Don Juan, diğer şiirleriyle) Chateaubrian Puşkin Shakespeare
Stendhal (Romantizmden realizme geçmiştir) Balzac (Romantizmden realizme
geçmiştir) “Romantizm, ağlayan yıldız, inleyen rüzgar, ürperen gece,
kendinden geçen çiçektir”. Musset “Romanitzm, varlıkların olduklarından başka türlü olmadığına, olmayacağına üzülmektir”. A. Gide
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder