JEOLOJİDE UZAKTAN ALGILAMA
YÖNTEMLERİ
Uzaktan
Algılama; yeryüzünden belirli uzaklıklara, atmosfer ya da uzaya
yerleştirilen platformlara monte edilmiş ölçüm aletleriyle yeryüzünün doğal ve
yapay objeleri konusunda bilgi alma ve değerlendirme tekniği olarak
açıklanabilir. Bu açıklamada; objelere fiziksel değinimde bulunmaksızın
herhangi bir uzaklıktan yapılan ölçümlerle objeler hakkında bilgi edinebildiği
anlaşılmaktadır.
Doğal öğelerin türlerinin
belirlenmesi ve dağılımlarının haritalamasında en başarılı teknik Uzaktan
Algılama Tekniğidir. Cisimler doku ve konum özelliklerine göre güneş ışınlarını
değişik dalga boylarında yansıtırlar yada absorbe ederler. Özel platformlarla
(uydu,uçak)taşınabilen algılama düzenekleri ile yansıyan ışınlar
algılanabilmektedirler. Bu yolla elde edilen verilerin bilgisayar ortamında
değerlendirilmesi ile istenilen alan içerisindeki doğal öğelerin yerleri
haritalanabilmektedir.
Yer kaynaklarının araştırılması ve
haritacılık için önemli bir uydu da Avrupa Uzay Ajansı(ESA) tarafından 1985
yılında uzaya gönderilen Spot uydusudur.Yeryüzü koşullarına göre çok daha ucuza
mal olmanın yanında bazen yerden görünmeyen yapısal özellikleri uzaydan görmek
çok daha kolay olmaktadır. Ayrıca yer çalışması yapılamayan alanlar için çok
önemli bir bilgi kaynağıdır.
Ek olarak,jeolojik haritalama ve
araziye gitmeden arazi analizi,jeolojik birimleri haritalamada,sel baskınlarını
haritalamada,buz tipi,yoğunluğu ve buz kütlelerinin hareketlerini,okyanus
özellikleri,okyanus rengi ve birikintilerin yoğunluğu,petrol sızıntılarının
tesbiti,kayaç tabakalarının uydular sayesinde görüntülenmesi gibi jeolojik
uygulamalarda uzaktan algılama ile incelenir ,yorumlanır.Jeolojideki
uygulamalara şöyle örnekler verebiliriz:
Diri faylarla ilgili son zamanlarda
kullanılan ve çok büyük kolaylıklar sağlayan bir yöntemdir. Uzaya yerleştirilen
çeşitli uydulardan alınan görüntü ve diğer verilerin kullanılması vasıtasıyla
faylardaki bazı özellikler çok hassas bir şekilde takip edilir. Bu yolla, diri
fay gidiş istikameti, faydaki kayma miktarı, hareket yönü veya anormal
değişiklikler hassas bir şekilde saptanır.
Tarihsel deprem kayıtları: Diri
faylar ve segmentleriyle ilgili geçmiş tarihsel dönem bilgileri ve aletsel
kayıtlar depremsellik çalışmalarında çok önemlidir. Bu değerlendirmeler sonucu,
diri fayların veya segmentlerinin bazı özellikleri örneğin, geçmiş yıllarda
meydana gelmiş depremlerin yerleri (odak noktası), oluşum yılları, depremin
büyüklüğü ve şiddeti ve sonuçta deprem üretme periyodları ortaya konabilir.
Üzerinde en son meydana gelen depremden sonra günümüze kadar kaç yıl geçtiği,
deprem üretme periyodunun zaman olarak dolup dolmadığı, veya bu zamanı normal
zamanından daha öne çekebilecek diğer jeolojik olaylarla ilişkilendirilmesi
gibi konularda değerlendirmeler yapılır.
Toprakların
Spektral Yansıma Karakteristikleri: Toprak Etüt ve Haritalamada toprak
terimi, özel bilimsel bir terimdir. Örneğin bazı mühendislik dalları ile toprak
bilimcileri toprak kavramı ve toprağın kullanıma farklıdır. En önemli kaynak
olarak bilinen ve tarımın en temel yapı taşı olan toprakların uydu
görüntülerinde görünme özellikleri yada güneş ışınlarını yansıtma veya absorbe
edebilme yetenekleri,toprakların mineral içeriklerine,rengine, içeriğine,
bünyelerine, ana özdeğin çeşidine, organik madde içeriğine ve arazi eğimine
bağımlı olarak farklılık gösterir. Bu özellikleri de uydu görüntüleri
kullanılarak ayrımlı toprakların birbirlerinden ayırt edilebilmelerini, sınır çizgilerinin
çizilmelerini yani haritalanmalarını sağlar. Toprak oluşum proseslerinin etki
ve katkı derecelerine bağlı olarak özellikleri yönünden farklılıklar gösteren
topraklar,yine bu özelliklerine bağlı olarak fotoğraflar ve görüntüler üzerinde
çok farklı ve karmaşık yansıma vermektedir. Topraklar sahip oldukları bu
özelliklerin fotoğraflar ve görüntüler üzerinde yorumlanmasıyla ayırt
edilebilmektedir. Aynı zamanda bireysel toprak özelliklerinin yanı sıra majör
arazi formlarının alt üniteleri olan yöresel rölyef,
eğim,drenaj,vejetasyon,renk ve ton karakteristiğide topraklardan olan yansımayı
ve bağlı olarak görüntü yorumlamalarını önemli derecede etkilemektedir.
Topraklar ancak üzerinde bitki örtüsü yoksa bazı yansıma karakteristikleri
göstermektedir. Her ne kadar topraklarda, bitkiler kadar seçicilik özelliği yok
ise de yukarıda sözü edilen bireysel toprak özellikleri ve çeşitli foto
elementleri,majör arazi formları ile birlikte yorumlamaların bazı bilgilerin
üretilmesi olasıdır. Toprakların spektral karakteristikleri toprak rengi,toprak
tekstürü,toprak strüktürü,toprağın kimyasal bileşimi organik madde ve su
içeriği gibi kompleks bireysel toprak özelliklerine bağlıdır.
Ayrıca bu konularla ilgili çeşitli
yayınlanan makaleler ve çalışmalar da şöyledir:
COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ VE UZAKTAN ALGILAMA TEKNİKLERİ
UYGULANARAK EROZYON RİSKİ TAŞIYAN ALANLARIN BELİRLENMESİ:
TÜRKİYE İÇİN BİR ÇALIŞMA
TÜRKİYE İÇİN BİR ÇALIŞMA
H. Ali GEMALMAZ, Hakan DEMİRBÜKEN, Hasan AZTOPAL, Necdet
ÇALIŞ
T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü
Uzaktan Algılama – Coğrafi Bilgi Sistemleri Şubesi
T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü
Uzaktan Algılama – Coğrafi Bilgi Sistemleri Şubesi
ÖZET
Çalışmada, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama gibi yeni tekniklerin erozyon riski taşıyan alanların belirlenmesinde uygulanabilirliğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Konya Karapınar bölgesi örnek alan olarak seçilmiş ve hesaplamalar için gerekli veriler toplanmıştır. Bu veriler Arc-Info yazılımı kullanılarak sayısal ortama aktarılmıştır. İnceleme alanının Nisan 1993 Landsat – TM görüntüsü Erdas görüntü işleme yazılımı ile işlenmiştir. Görüntü ve coğrafi verilerin entegrasyonuyla gerekli analizler yapılarak inceleme alanında erozyon riski taşıyan alanlar tespit edilmiştir. Bu yöntemle elde edilen bilgilerin kullanım potansiyeli ve karar verici için önemi vurgulanmıştır.
Araştırma Sempozyumu’93,
Türk İstatistik Derneği, Türk Matematik Derneği ve T.C. Başbakanlık Devlet
İstatistik Enstitüsü, 22-24 Kasım 1993, ANKARA.
II Uzaktan Algılama ve
Türkiye’deki Uygulamaları Semineri,15-17 Mayıs 1994, Uludağ-BURSA.
UZAKTAN ALGILAMAYA DAYALI ÖRNEKLEME ÇALIŞMALARI İÇİN BİR
TÜRKİYE ARAZİ TABAKALAMASI ÇALIŞMASI
T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Uzaktan
Algılama Şubesi
ÖZET
Ülke geneli için uzaktan
algılama tekniklerinden yararlanılarak araştırılacak konularda tam sayım
yaklaşımının kullanılması tüm ülkenin uydu görüntüleri ile kapsanmasını
gerektirmektedir. Bu işlem, tüm ülkeyi kapsayacak görüntülerin temin ve işleme
maliyetinin yüksek olmasına, sonuç alma sürecinin ise uzamasına sebep
olacaktır. Dolayısıyla, özellikle dinamik yapı gösteren ve kısa sürede sonuç
alınması gereken konularda örnekleme yönteminin kullanılması kaçınılmazdır.
İstatistiksel olarak örnekleme yöntemi ile yapılan araştırmalarda yapılacak
olan tahminlere ait varyansın küçültülmesi, araştırma konusu kitlenin kendi
içinde homojen bir yapı gösteren tabakalara ayrılarak, örneklerin bu tabakalar
temelinde seçilmesi ile mümkün olacaktır.
Buna bağlı olarak, Devlet
İstatistik Enstitüsü bünyesinde yürütülen çalışmalar kapsamında, uzaktan
algılama ile ekili alan örneklemesine çerçeve oluşturmak üzere ”Türkiye Arazi
Tabakalaması” yapılmıştır. Bu çalışmada LANDSAT5-MSS uydu görüntülerine ait
1:250,000 ölçekli film çıktılar kullanılmıştır.
II Uzaktan Algılama ve Türkiye’deki Uygulamaları Semineri,15-17 Mayıs 1994,
Uludağ-BURSA.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder