Atatürk’ün nutkunu dikkatle okuyunuz.Atatürk açıkça vahdettin’e hain diyor.Bundan daha önemli kanıt var mı?
Vahdettin’in ülkesini satip satmadığı tartışılmaz bir
gerçektir.Vahdettin ingilizlerle iş birliği yapalım onlar vaziyete hakim
olsun bizde onların sömürgesi olalım yoksa tamamen yok olacağız
diyor.Kendine göre böyle yaparak vatanını düşünmüş oluyor.Bunu iyi niyet
olarak algılacayacaksak bunu Türklerin kurtuluş reçetesi olarak ortaya
koyan bir adama iyi niyetle yaklaşcaksak o zaman oturup düşünmemiz
lazım.Mandaci olan, yabancılarla iş birliği yapıp ülkesinde bağımsızlık
mücadelesi verenlere engel olmaya çalişan, bunuda Türklerin iyiliği için
yaptığını söyleyen bir adama hain dememek hainlikle eş değerdir.
“Efendim O dönemde kim olsa öyle olurdu”
Tamamen palavra ve komik bir açıklamadır.Mustafa Kemal çok daha zor
şartlarda İstanbul daki kukla hükümetide karşısına alarak büyük bir
bağımsızlık savaşı içine girdi.
Demekki büyük komuanlar büyük insanlar zor zamanlarda belli olur.Zaten
mandaciliğin zamanı olmaz.Bağımsızlık mücadelesine inanan her daim bunun
uğruna savaşır..
İlkokul kitaplarında sadece vahdetin’in kaçtığı yazar.Derinlemesine
inmez olaya.Bu da doğaldır.O yaştaki çocuklara emperyalizmden
bolşeviklerden bahsedemezsiniz.Vahdettin bırakın vatansever olmayı yada
ulusal bağımsızlık mücadelesine gizliden gizliye destek vermeyi,buna
engel olmak için elinden geleni yaptı.İngilizlerin kuklasıydı
çünkü.Onları gözünde büyüten Türk’e Türk’ün gücüne inanmayan basiretsiz
bir insandı..
ATATÜRK İLE ARKADAŞLARI HAKKINDA PADİŞAHÇA VERİLEN İDAM FERMANI
Dosya Tasnifi
Harbiye-Divan- Harp
DOSYA No : 70
Harbiye Nezareti
Adliye-i Askeriye Dairesi Şubesi
Nüsha : 705
PADİŞAH BUYRUĞU
Mehmet Vahidüddin
“Kuva-yı Milliye adı altında çıkardıkları fitne ve fesatla, anayasaya aykırı olarak halktan zorla
para toplamak, asker almak, bunun aksine hareket edenlere işkence ve eziyet ederek şehirleri yakıp
yıkmaya kalkmak suretiyle iç güvenliği bozanların tertipçisi oldukları iddiasıyla haklarında dava
açılan, Üçüncü Ordu Müfettişliğinden alınarak askerlik mesleğinden çıkartılmış bulunan Selanikli
Mustafa Kemal Efendi, Eski yirmi yedinci fırka kumandan miralaylıktan emekli İstanbullu Kara Vasıf
Bey, Eski yirminci kolordu kumandan Mirliva Salacaklı Fuat Paşa ile Eski Vashington (Washington)
elçisi ve Ankara milletvekili Midillili Alfred Rüstem ve sıhhiye eski müdürü İstanbullu Doktor Adnan
Bey ile Üniversite Batı Edebiyatı eski öğretmeni Halide Edip Hanımın, ayrıntıları 11 Mayıs 1336
(1920) tarihli ve 20 numaralı karar tutanağında yazılı olduğu üzere, Mülkiye Ceza Yasası’nın kırk
beşinci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle elli beşinci maddesinin dördüncü fıkrası ve elli altıncı
maddesi uyarınca, sahip oldukları askeri ve mülki rütbe ve nişanlarla, her türlü resmi unvanlarının
kaldırılmasına ve idamlarına, halen firarda bulunmaları dolayısıyla yasa hükümleri gereğince
mallarının haczedilerek, usulüne göre yönetilmesine ilişkin İstanbul bir numaralı sıkıyönetim
mahkemesi tarafından gıyaben verilen hüküm ve karar, ele geçirildiklerinde tekrar yargılanmak
üzere onaylanmıştır.
Bu Padişah Buyruğu’nu yürütmeye Harbiye Nazırı görevlidir.
24 Mayıs 1336 (1920)
Sadrazam ve Harbiye Nazır Vekili
DAMAT FERİT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder