İPEK YOLU
İpek Yolu:
Tarihi İpek Yolu, Çin'den başlayıp, kervanlar vasıtasıyla Kırgızistan,
Özbekistan, Türkmenistan, İran'dan geçerek İstanbul'a ulaşırdı. Buradan
Avrupa'ya ulaşırdı.
Bu
yol da ipek, bal, baharat, yağ, fil dişi, cam, kürk, tahıl, kıymetli
taşlar... taşınırdı. Bu yol ilk kurulduğu yıllarda vadiler boyunca yol
almış ve sonradan bu yollar üzerinde dinlenme yerleri yapılmıştır.
İpek Yolu ile, ticaret yapılmış, kültürel etkileşim sağlanmış, dinler, diller yayılmıştır. Asya'nın malları bu yol aracılığıyla Anadolu ve Avrupa'ya taşınmıştır.
TARİHTE KURULMUŞ TÜRK DEVLETLERİ
Hunlar(Asya Hun Devleti)
Göktürkler
Uygurlar
Türgişler
Karluk Boyu
Yağma Boyu
Çiğil Boyu
Karahanlılar
Gazneliler
Selçuklular
Osmanlı Devleti
ORHUN ABİDELERİ
Orhun Abideleri, 8. Yüzyılda
Göktürk (Köktürk) Devleti zamanında Orhun Alfabesi ile yazılmış olan taş
yapıtlardır. Orta Asya da, Orhun Irmağı yakınlarında dikilmiş olan
abidelerin üç tanesi çok önemlidir. Bunlar; Tonyukuk(720-725), Kül
Tigin(632) ve Bilge Kağan(735) Anıtıdır. Orhun Abideleri, Tonyukuk,
Bilge Kağan ve Yollug Tigin tarafından dikilmiştir. Bu abideler, Türkçe
ve Çince olarak yazılmıştır.
Orhun Abideleri, 1893 tarihinde
Danimarkalı dil bilgini Wilhem Thomsen tarafından okunmuştur. Orhun
Abidelerinde; Göktürklerin Kuruluşu, savaşları, anlaşmaları,
yaşayışları, yıkılışları, hükümdarların faaliyetleri anlatılmaktadır.
Orhun Abidelerinin Türk Tarihi açısından önemi, Türklerden ve Türk Tarihinden bahseden ilk yazılı eserler olmasıdır
İSLAM TARİHİ
İSLAMİYET'İN DOĞUŞU
Adaletiyle ün salmış
hükümdar Nuşirevan, adamlarıyla ava çıkmış. İşleri rast gitmiş. Birkaç
geyik avlamışlar. Ama tam geyikleri pişirecekleri sırada görevliler
yanlarında tuz olmadığını fark etmişler. İçlerinden birini yakındaki
köyden tuz almaya göndermişler.
Adam giderken Nuşirevan, seslenip görevliyi yanına çağırmış. Eline para verip:
- Tuzu bununla al, demiş. Arkamızdan kötü bir âdet bırakmayalım. Köylünün perişan olmasına sebep olmayalım.
Herkes şaşırmış:
- Bir parça tuzdan ne çıkar, demişler.
Nuşirevan:
- Dünya da zulüm
başlangıçta azmış, demiş. Fakat her zalimin zulmü biraz daha artırmış.
Sonunda zulüm bugünkü boyutlara kadar ulaşmış.
Sultan bir bağa girip bir elma koparsa
Yüz bulan adamları ağacı kökünden çıkarır.
Komutan beş yumurtayı parasız alacak olsa
Ordunun içinde, tavuğun beş bini birden kızarır.
Zalim, sonunda ölür gider ancak
Lanetle anılan adı dünyada kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder